Mart ayında korona virüs vakalarının görülmesi ile alınmaya başlanılan ve her gün biraz daha sıkılaştırılan tedbirler; iyileşen hasta sayılarının yeni vaka sayısının üzerine çıkması ile 11 mayıstan itibaren kademeli olarak kaldırılmaya başlanacak.
Başlanacak da bu henüz Allaha şükür hiçbir acının yaşanmadığı , sadece 5 pozitif vakanın tespit edildiği ve hepsinin tedavisinin yapılarak evlerine döndüğü Akçakoca’da bu yeni uygulama nasıl bir sonuç verecek.
Endişem odur ki. Özel önlemlerin alındığı yüksek risk gurubundaki illerimiz Zonguldak ve Sakarya’nın ölümle sonuçlanmış ve yüksek oranda pozitif vakaların tespit edildiği komşu olduğumuz ilçeleri Ereğli, Alaplı Karasu ve İlimiz Düzce ile çevrili Akçakoca bu normalleşme süreci içerisinde alınmış tüm önlemleri daha titizlikle sürdürmez yetkililer ve vatandaşlar tedbiri elden bırakır ve rehavete kapılırsa büyük bir risk altına girecektir.
Her şey eskisi gibi olmayacağı noktasından hareketle konulmuş bir sürü tedbir ve kuralların olacağı yeni yaşantımızda, evden çıkmamız ile başlayacak olan uyulması gereken kurallar yeniden eve dönünceye kadar devam edecek.
Edecek de bu yeterli olacak mı… Sokağa çıkma yasağı, bazı işyerlerinin açılması ile normalleşme başlatıldı diye hiçbir önlemi almadan hiçbir işimiz olmadan sokağa çıkıp olur olmaz mekanlarda boy gösterip sadece iki üç lafın belini kırmak anlayışıyla hareket edersek, halen kökü kazınamamış olan ve pusuda bekleyen virüs belasına davetiye çıkaracağımızın farkındamıyız?
“Bana bir şey olmaz”, “Ben Kendimi korurum” gibi ucuz kahramanlık tavırları içinde olmamız sonucunda kimin taşıyıcı kimin temaslı olduğunu bilemediğimiz alanlarda dolaşarak döndüğümüz evimizde dışarı çıkmadan yaşamak zorunda olan yüksek risk gurubundaki büyüklerimizin bacımızın ya da o gözünün içine baktığınız yavrumuzun nasıl bir tehlikeye maruz kalacağını düşünüyormuyuz?
Öncelikli olarak şu konuyu anlamamız lazım tehlike geçmedi, azalmadı ve bitmedi. Sosyal ve ekonomik yaşamda sınır noktasına varan daralmalara bir pencere açılması soluklanma sağlanması bakımından kademeli olarak normalleşme sürecine gidiliyor.
Şunu kesin olarak bilmeliyiz ki tehlike henüz bitmedi, virüs hala dışarıda. Sağlık Bakanlığını verdiği çok başarılı mücadele ile düşüş eğilimleri görülmeye başladı . Sıkı tedbirlerin devam etmesi ile bu daha da hızlı düşeceğinin haberini vermekte. Ancak bir anda her şey bitti tehlike geçti diye sorumsuza ve alınan tedbirleri hiçe sayan davranışlar sonucunda misliyle geri döneceğini uzmanlar bağıra bağıra anlatıyorlar.
Biraz önlemlerin yumuşatılması sonrasında görüldü ki bir önceki güne oranla daha düşmesi beklenen veriler ne yazık ki tırmanışa geçti. Vaka sayıları hemen yükseldi.
İmnun plazma ve erken kullanılmaya başlanılacak yeni destekleyici ilaçlar ile ölüm oranları azaltılacak olsa da unutmayalım ve aklımızdan çıkarmayalım Korona virüs hala öldürücü.
Ne zaman aşısı bulunur, aşı olan insanlar diğer virüse bağlı hastalıklarda olduğu gibi ölüm riskini yüksek oranda atlatır. İşte o zaman tehdit olmaktan çıkacak.
İşte bu yüzden lütfen rehavete kapılmayalım, evdeki büyüklerimizi, küçüklerimizi ve kendimizi riske atmayalım. Mecbur olmadıkça sokağa çıkmayalım çıkmamız halimde güvenli mesafeyi koruyalım, kalabalık ortamlardan uzak duralım. Kural ve kaidelere uyalım.
Unutmayalım ki alınmış tedbirlere ve kurallara ne kadar uyarsak virüs belasından o kadar çabuk kurtulacağız.
Dip Not; Durumdan endişe eden Emekli Öğretmen Engin Özgül’ün sosyal medya hesabından yaptığı ve “Sosyal mesafe topluma net şekilde anlatılmalı, ne olduğunu bilmeyen veya bilip de umursamayan çok vatandaş var. Bu çabalar boşa gitmesin.. Marketlere, fırınlarda maskesiz girenler uyarılmalı ve içeri alınmamalı. Ama esnafın bir çoğu kendi de maske kullanmıyor, vatandaşı nasıl uyarsın.. Daha sıkı denetim.Denetim olmadan bu iş yürümez..” ifadesine yer verdiği paylaşım gibi, DUYARLI vatandaşlarımız bu konuda uyarıcı telkinlerini her ortamda seslendirmeli .
Haber Yorum Özdal ALAS