Gün geçmiyor ki, bu kadar da olmaz dediğimiz konular gündemimizden eksilmiyor. Zamlar ceplerimizi, politikalar beyinlerimizi, şehit haberleri yüreklerimizi yakıyor. Özetle her gelen gün gideni aratıyor. Ekonomik kriz hız kesmeden devam ediyor…
Yaşadığımız ekonomik krizin nedenlerini bulabilmek için, krizin kronolojisine (olayların tarihsel sıralamasına) bakmak yeterli.
20 Nisan 2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanlığına Murat ÇETİNKAYA atandı. Politika faizini yüksek tutması eleştirildi. Erdoğan’ın tabiriyle söz dinlemedi. 6 Temmuz 2019 tarihinde Cumhurbaşkanı Kararıyla görevden alındı. Yerine Murat UYSAL atandı.
Murat UYSAL söz dinledi, kısa sürede politika faizini %24’lerden %8,25’lere indirdi. Hızlı iniş dengeleri bozdu. Doları baskılamak için rezervler harcandı, ama işe yaramadı. Artık dolar bir daha tutulmamak üzere artmaya başladı.
07 Kasım 2020 tarihinde göreve Naci AĞBAL atandı. Naci AĞBAL faizleri artırdığı için Yeni Şafak gazetesinde, “bu operasyonu kimin adına çektiniz” başlığı atıldı. Çünkü Cumhurbaşkanı faize karşıydı.
Köşe yazarı Şahap KAVCIOĞLU tarafından şiddetli bir biçimde eleştirildi. Nitekim 5 ay sonra, 20 Mart 2021 tarihinde NACİ ALBAĞ görevden alınarak, köşe yazılarında faizin indirilmesi gerektiğini yazan KAVCIOĞLU göreve layık bulundu! Ve ne olduysa sırf söz dinlediği için görevde kaldığı 9 haziran 2023 ‘e kadar ki dönemde oldu. Yerine atanan Hafize Gaye Hanım, 20 Aralık 2023’de İstanbul’da kiraları yüksek bulup annesinin evine taşındı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı değişimlerini, konuyu uzatmamak için özet geçmek istiyorum. 10 Kasım 2020 tarihinde, sosyal medya hesabından “Allah yardımcımız olsun” diyerek istifa ettiğini açıklayan Berat ALBAYRAK’tan boşalan koltuğa Lütfü ELVAN atandı.
2 Aralık 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomi politikasına karşı çıktığı için görevden alındı.
Yerine “Neo-klasik ekonomi düşüncesinden EPİSTEMOLOJİK bir kopuşu temsil eden HETERODOKS yaklaşımla” ünlenen Nurettin NEBATİ getirildi.
Sonrası hepinizin de bildiği gibi, dolar 29 TL, benzin 39 TL, politika faizi %42,5 piyasa faizi %60, çeyrek altın 3.000 TL oldu.
Koltuklara, söz dinliyor diye liyakatsiz kadrolar atanınca “Faiz sebep enflasyon sonuç” tezi çöktü. Para pul oldu, zengin yolunu buldu, olan garibana oldu…
İKİ BİNDİRİM , AKILLARA ZARAR BİR İNDİRİM!
İlaçtan ekmeğe, zeytinden peynire, KDV’den Motorlu Taşıtlar Vergisine, Harçlardan Kurumlar Vergisine, yani iğneden ipliğe her şey fahiş miktarda arttırılırken; Cumhurbaşkanı kararıyla, spor müsabakalarına dayalı müşterek bahislerde, at yarışlarında ve diğer şans oyunlarında vergi oranlarının yüzde elli indirilmesi akıl alır gibi değil.
Sonuç olarak, AKP iktidarı Devleti yönetme kabiliyetini kaybetmiştir. Herkes şapkasını önüne koyup düşünsün. Particiliği, partizanlığı bir kenara bıraksın. Gidişat hiç iyi değil.
Milletimiz yüksek vergi, enflasyon, kur ve faizin altında can vermektedir.
“Hedef 2023″ derken, sonuç düştüğümüz bu acı tablo olmamalıydı…
