akçakocaakçakoca haberakçakoca gazetesihaber akçakocaakçakoca son dakika
DOLAR
32,5217
EURO
34,9267
ALTIN
2.455,59
BIST
9.888,40
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Yağmurlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Az Bulutlu
18°C

Özel; ‘Seçimle gelen seçimle gider’ ilkesine rağmen Keleş’i istifa ettirttiler!

CHP Grup Başkanvekili ve aynı zamanda Manisa Milletvekili olan Özgür Özel CHP Düzce İl Başkanlığı’nı ziyaret etti.

Özel; ‘Seçimle gelen seçimle gider’ ilkesine rağmen Keleş’i istifa ettirttiler!
14.03.2019 16:55
454
A+
A-

CHP Grup Başkanvekili ve aynı zamanda Manisa Milletvekili Özgür Özel CHP Düzce İl Başkanlığı binasında partililer ile buluştu. Basına açık gerçekleştirilen toplantıda Öze, Mehmet Keleş’in istifa ettirilmesi ve Özlü’nün ‘zillet ittifakı’ sözlerine dair açıklamalarda bulundu.

“SON DERECE İDDİALI ADAYLARIMIZ”

Düzce’de CHP olarak 3 ilçede aday çıkardıklarını ve üç adaylarının da iddialı olduğunu söyleyen Özgür Özel: “Bugün Düzce’de Cumhuriyet Halk Partisi olarak üç Belediyemiz de Yığılca’da, Akçakoca’da ve Gölyaka’da adaylarımız var. Üç yerdeki son derece iddialı adaylarımız etkili bir seçim kampanyası yürütüyor. Bunun yanında diğer ilçelerde ve Düzce Merkez’de ittifak adaylarımızı destekliyoruz” şeklinde konuştu.

“DÜZCE’NİN YEREL SEÇİM TERCİHLERİNE DARBE YAPMAKTIR”

Özgür Özel, AK Parti’nin “en iyi aday” bizde söylemlerine Mehmet Keleş’i de Recep Tayyip Erdoğan’ın aday gösterdiğini ama sonradan pişman olduğunu belirterek, “Mehmet Keleş’i neden istifa ettirdiler?” dedi. Özel: “Düzce’de seçim sonucu son derece enteresan, çünkü bir önceki aday Mehmet Keleş, Düzce’de yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla Türkiye kamuoyuna damga vurmuş bir adaydır. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin seçmenine dönüp ‘bu sefer Düzce’yi yönetecek en iyi aday bizde bizim adayımızı seçin’ demesi manidar ve karşı tarafta gülümseme uyandıran bir durum. Eğer en doğru adayı Recep Tayyip Erdoğan Düzceliler için belirliyorsa o zaman Mehmet Keleş’i geçen sefer neden istifa ettirdiler? İki tane vurgu yaptılar. Bu vurgulardan bir tanesi FETÖ Terör Örgütüne yakınlık vurgusu, ikincisi yolsuzluk vurgusu. Bu iki durumda Belediye Başkanlarını istifa ettirdi Adalet ve Kalkınma Patisi. İstifa etmeye direnenleri de tehdit ettiler.

Burası bir Hukuk Devleti olmasına rağmen Mehmet Keleş, istifa ettikten sonra hakkında herhangi bir soruşturma açılmadı. Mehmet Keleş hakkında geçmişte yaptığı harcamalar, ihaleler, örneğin yapmış olduğu ihalelerin normal bedelin 10 katına varan harcamaların olduğu iddiası ile ilgili partimiz tarafından yapılan çok sayıda başvuru hep İç İşleri Bakanlığı tarafından ‘soruşturmaya gerek yoktur, soruşturma izini verilmemiştir’ sonucuyla karşımıza çıktı. Bir önceki seçimde aday gösterdikleri, sonradan pişman oldukları, bunun şu örgütle irtibatı var dedikleri ve yolsuzlukla itham ettikleri istifa etmedikleri takdirde gereğini ilgili merceklere yaptıracakları şeklinde şantajla istifaya zorladıkları Belediye Başkanları’na Cumhuriyet Halk Partisi suç duyurusunda bulunuyor. Yolsuzluk iddiaları ile ilgili, ihalelerle ilgili suç duyurusunda bulunuyor ama Süleyman Soylu’nun başında olduğu İç İşleri Bakanlığı bunların soruşturulmasına izin vermiyor. Eğer bu kişilerin soruşturulmasına gerek yoksa suçları yoksa neden görevden el çektirildiler. Eğer bu kişiler doğru adamlar değilse, doğru işler yapmadıysa bırakın neden Cumhuriyet Savcılarının görevlerini yapmaya engel oluyorsunuz? Bu konunun önce açık bir dille Düzce halkına ve Türkiye’de geçen seçimde oy verdikleri Belediye Başkanları saray talimatı ile istifası verilenlere açıkça bunun söylenmesi gerekiyor. Adalet ve Kalkınma Partisi bu iki durumdan birini kabullenmelidir. Bu istifa ettirmeler haklı bir gerekçeye dayanmıyorsa eğer yapılan iş ‘seçimle gelen seçimle gider’ ilkesine rağmen Düzce’nin yerel seçim tercihlerine darbe yapmaktır. Bu yapılan istifalar doğru ise o zaman bunların korunuyor olması suçluyu korumak ve suçlunun yaptıklarına karşı hukuk önünde hesap vermesine engel olarak burada suça ortak olmak, suçluyu korumaktan başka bir şey yapılmamaktadır. Mehmet Keleş makbul biri değildi ama bu makbul olmayan kişiyi Düzce’nin başına, bugün Faruk Özlü’yü kim öneriyorsa o musallat etmiştir. Bugün Faruk Özlü ben iyiyim partim beni görevlendirdi diyor ama senin partin bundan 5 sene öncede Mehmet Keleş’i görevlendirmişti.

“CHP’NİN ÇİMENTOSU, KUMU, TAŞI KUVAYİ MİLLİYEDİR”

Devlet Bahçeli’nin “Atatürk yerinden kalksa bunları kovalar” sözlerine de Özgür Özel’den şu şekilde bir açıklama geldi: “Devlet Bahçeli dün Atatürk’ü ağzına alarak, Cumhuriyeti ağzına alarak, Kuvayı milliyeyi ağzına alarak fevkalade yersiz, hadsiz, kendisine yakışır ama siyasete yakışmaz bir üslupta konuşmaya devam etti. Devlet Bahçeli hadsiz bir şekilde ‘Atatürk yerinden kalksa bunları kovalar, denize döker’ gibi ‘bunlar Kuvayı inzibatiye ordusudur’ gibi ifadeler kullanmakta ve bunu kamuoyu önünde gününü, geçmişini, geçmişte söylediği sözleri hepimizin hatırladığı Devlet Bahçeli aslında kendisine verilen görevi sürdürmektedir.

Dört sene önce Recep Tayyip Erdoğan’a nasıl küfür ediyorsa, nasıl hakaret ediyorsa ve siyasetin dilinden kopuk nasıl küfürün diline o gün sarılıyorsa, bugün o küfürleri kendisine verilen görev nedeniyle yüz seksen derece dönmüş ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı yapmaktadır. Karşı istikamete doğru hakaret ve iftira kampanyası yürütmektedir. Kuvayi inzibatiye, İngilizlerin Damat Ferit’e Kuvayı milliyeye karşı kurdurduğu ve hilafet ordusu olarak da tanımlanan bir ordudur. Cumhuriyet Halk Partisi bütün tarihçilerin bildiği, tüzüğümüzde yazdığı, hepimizin dedelerinin içinde olduğu bir şekilde Kuvayı milliyeden doğmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kökü Kuvayı milliyedir. CHP’nin çimentosu, kumu, taşı Kuvayı milliyedir.”

“ZEHİRLİ DİLE SARILARAK OY TOPLAMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Recep Tayyip Erdoğan ve Faruk Özlü ile kendi adaylarının dilinin farklı olduğunu, AK Parti kesiminin dilinin korku vaat etiğini ve bu dilin kardeşi kardeşe düşman etme çabaları olduğunu söyleyen Özel: “Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’de kullandığı dil, Düzce’de Faruk Özlü’nün kullandığı dil bizim ve ittifak adaylarımızın dili iki farklı dildir. Bizim adaylarımız daha iyi yönetilebilecek bir kent, ucuza ve içilebilecek bir şebeke suyu, daha temiz hava, engellisine, çocuğuna, yaşlısına sahip çıkan kent yönetim projeleri önererek 31 Mart sonrasına umudun dilini konuşuyorlar. Karşımızda umudu tüketmiş olanlar var. Sürekli bu zehirli dile sarılarak oy toplamaya çalışanlar, vatandaşa illet ve zillet diye lakap takanlara vatandaş bir kup takacak, 31 Mart’ta taktığı kuptan tutup siyasetin rafına kaldıracaktır.

Düzce’de de, bütün Türkiye’de de Cumhur İttifakı olarak kendini nitelendiren ama karşısındakini küçümseyen kibir ittifakına, herkese çamur atan çamur ittifakına, kayınpederin AKP’li gelinin İYİ Partili olduğu, kayın validenin CHP’li damadın AKP’li olduğu Türkiye’deki bütün millet cevap verecektir. Evlada terörist diyen bir dil 31 Mart’da bütün millet tarafından cezalandırılacaktır. Zillet İttifakı söylemleri, ayrı ayrı promterlardan, candan konuşamadığı için camdan konuşan, kendi lehine verilmiş görevi yapan ortak bir içeriktir. Bütün kabloları promterlerin saraya çıkmaktadır. Düzce’ye umut vaat edemeyenler, Düzce’ye korku vaat etmekte ve ‘zillet ittifakı’ söylemleriyle Düzcelilere de, Türkiye’dekilere de hakaret etmektedirler. Bu söylemler komşuyu komşuya, kardeşi kardeşe düşman etme çalışmalarıdır. Bu siyasetin ne Düzce’ye, ne de Türkiye’ye hiç faydası yoktur. Tamamen vicdandan uzak, tamamen karşısındakini hiçe sayan, tamamen karşısındakini aptal yerine koyan bir söylemdir” ifadelerini kullandı.