akçakocaakçakoca haberakçakoca gazetesihaber akçakocaakçakoca son dakika
DOLAR
32,4456
EURO
34,7820
ALTIN
2.440,03
BIST
9.939,27
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Az Bulutlu
18°C

YAŞAMAK DİRENMEK MİDİR? / ESNAFIN E-DEĞİŞİM İLE İMTİHANI

19.01.2020 20:14
647
A+
A-

 

 

“Yaşamak direnmektir” derler ya hani, acaba yaşamak için her şeye direnmek mi gerekir. Ya da her yeniliğe ayak mı diremeli?

Yoksa yaşamak için değişime ayak mı uydurmak gerekir? Ya da direnen mi yaşamaya devam edecek, değişimi kabullenen mi?

Bu hafta, kafamdaki bu deli sorulara cevap bulmaya çalışacağım…

Yaşamak için elbette zorluklara, haksızlığa, doğru olmayana direnmeliyiz. En önemlisi hakkımız olanı korumak, Kamu hukukunu üstün tutmak, kişisel menfaatlere bulaşmamak için direnmeliyiz.

Peki; hayatımızın olmazsa olmazı olan değişim karşısında da direnirsek ne olur? İşte o zaman yaşamımızın sonuna gelmişiz demektir.

İçinde bulunduğumuz çevremiz, ilişkilerimiz, konumumuz, sosyal ve ekonomik koşullarımız talebimiz olmaksızın sürekli bir değişime maruz kalır. Ama aklımız değişimi kabullenmekte çoğu zaman zorlanır.

Çünkü alışkanlıklarımız değişim karşısında ki en büyük engelimizdir. Alışkanlıklarımızı değiştirmeli, doğru bildiğimiz yanlışlarımızı düzeltmeliyiz ki, değişimi yönetebilelim.

Yani değişime direnen değil, ayak uydurup yöneten yaşamaya devam edecek diyebiliriz…

Amerikalı yazar A. Toffler’in “ 21. yüzyılın cahilleri, okuma yazma bilmeyenler değil; yanlış öğrendiklerini unutamayan, yeniden öğrenmeye, değişime ve dönüşüme açık olmayanlar olacaktır” sözü, değinmeye çalıştığım mevzuyu net olarak özetlemektedir…

Nasıl ki bireylerin yaşam ömrü sürekli olarak değişime tabiyse, işletmelerin ömrü de, değişim ve dönüşüme uyumlu olmalarına bağlıdır.

Dünyanın en büyük 10 ekonomisindeki dev şirketlerden, yaklaşık 1300 CEO ile yapılan Küresel CEO Araştırma sonucuna göre; “değişime ayak uyduran ve onu yönetmeye başlayan yarışı kazanacak, direnen tarih olacaktır” şeklindedir…

Muazzam bir Elektronik dönüşümün yaşandığına şahit oluyoruz. Elektronik işlem zorunlulukları, küçük esnafın canını sıkmakta, uyum sağlamada zorluk yaşamaktadır.

Bu dönüşüme ayak uyduranlar yollarına devam edecek, maalesef yeniliklere direnenler işletmelerini terk etmek zorunda kalacaklardır.

100 yılda yaşanan değişim ve dönüşümden fazlası son 10 yılda gerçekleştiği düşünüldüğünde, işletmeler eski alışkanlıklarından kurtulmak ve zamana ayak uydurmak zorundadırlar.

Düşünsenize, eskiden posta gönderirdik, şimdi e-posta oldu. Tebligatlar elden yapılırdı, şimdi ise e-tebligat. Beyan ve bildirimler e-beyanname e-bildirim, faturalar e-fatura, defterler e-defter, denetimler de e-denetim oldu.

Değişim sadece belge düzeninde değil, pazarlama ve müşteriye ulaşma alışkanlıklarında da yaşanmaktadır.

Yerli esnafımız büyük işletmelerin, ürün çeşitliliği ve emtialarını düşük maliyetle temin etmeleri karşısında rekabet etme şanları giderek azalmakta, ayakta kalmaları zorlaşmaktadır. Dahası, ticaretin yerini e-ticaret almaktadır.

Yerli ve küçük esnafın, E-ticaret pazar payının artması karşısında önlem almadıkları sürece tarih olmaları kaçınılmazdır. Gerçekçi olmak gerekirse yerli esnaftan alış-veriş yapıyorum diyen üç beş kişi ile ticaret hayatlarına devam etme şansları nerdeyse imkânsızdır.

Esnafın e-değişim ile imtihanı her geçen gün daha da zor bir hal almaktadır. Bu imtihanı geçenler yaşamlarına devam edecek, geçemeyenler maalesef sınıfta kalacaktır.

Unutmayın, büyük imparatorluklar bile küresel değişime paralele olarak kendilerini yenileyemedikleri için yıkılmışlardır…

Son olarak asıl mevzuya gelmek istiyorum.

Ne kadar güzel söylemiş Hz. Mevlana, “Yaşamak direnmektir, sevmek güvenmektir. Unutma; insan çoğu zaman dünyanın hakimi, bazen de küçük bir kalbin esiridir”

Haydi hep birlikte en büyük değişimi gerçekleştirelim. Hırsımızı, kinimizi, kibrimizi, saygısızlığımızı ve sevgisizliğimizi yenelim, rızkımızı bölüşelim, bitmek bilmeyen çekişmelerimize bir son verelim.

Direneceksek böyle direnelim…

Yazarın Diğer Yazıları