Devenin sadece boynu eğri olsa, “nerem doğru ki” diye cevap vermezdi sanırım. Her tarafı eğri olduğundan, boynunu pek dert etmemiş olsa gerek!
Akçakoca’mız dada aynı boş vermişlik söz konusu. O kadar çok sorun var ki. “neremiz doğu” deyip geçiştiriveriyoruz….
Sorunlar çözüm üretildikçe giderilir. Daha doğrusu çözüm üretmek gayreti gerekir. Bu gayret olmayınca “aman sende” cilik baş gösterir. Bu sorunlarla yaşamak doğal bir hal alır.
Artık, bir yerden başlamak gerekir diye düşünüyorum.
Bu yazımda, Akçakoca’nın trafik çilesi sorunuyla bir başlangıç yapmak istiyorum.
Başlıca sorunlar;
1- Kazaya son derece elverişli çevre yolu
2- Kent içi trafik sıkışıklığı
3- Park sorunu
4- Motosiklet sürücülerinin sağdan solama hastalığı.
Barbaros kavşağından başlayıp, Değirmen ağzı mevkiinde son bulan, yaklaşık 3-5 km’lik çevre
yolunda, hemen hemen ayda bir yaşanan kazalara şahit oluyoruz. En önemlisi ise, tehlikeli kavşaklarla dolu noktalarda yaşanan ve yaşanabilecek kazalar. Yeni mahalle ve Kepenç kavşakları acil önlem bekleyen yerler. Akçakoca bürokrasisinin son derece zayıf kaldığı bir sorun. Umarım, bir can yanmadan çözüme kavuşur.
Kent içi trafik sıkışıklığı aslında modern, ekonomisi gelişen ve nüfusu artan kentlerin sorunudur.
Akçakoca’ya baktığımızda, “40’ında ne ise 70’inde de o” misali bir ilçe. Ne modernleşiyor, ne gelişiyor, ne de nüfusu artıyor. Ancak, her geçen gün trafik daha da çok sıkışıyor.
Bu da demek oluyor ki, trafik sorununun kaynağını ahlaki değerler, insani tutum ve davranışlar oluşturuyor.
Orhangazi Halk Eğitim Merkezi ile Beşyol Mevkiinde aracınızla geçmek tam bir keşmekeş haline geldi. Bu güzergahta sağlı sollu park edilen araçlar yüzünden yol tek şeride düşmüş durumda. Eğer biraz saygılıysanız, inerken de siz yol veriyorsunuz, çıkarken de. İlerlemeniz için biraz saygısız olmanız gerekiyor. Kısaca, yolu önce kapan yol alıyor.
Beşyol mevkiinden İstanbul Caddesine inen yol diğer bir sorunlu bölge. Yola bağlanan iki sokaktan biri iniş biri çıkış olarak tek yön. Kaç şoför bunu biliyor diye anket yapsak, bilen yüzde otuz çıkar. Kötü bir oran. Ama daha kötüsü, bu oranın tersi olması. Tek yön olduğunu bilip de bilerek kullanmak.
Bu güzergah üzerinden bir ambulans veya itfaiye aracı sirenlerini çalarak geçerken inanın yüreğim ağzıma geliyor.
Bahadır Yalçın caddesi, Hüseyin Yanmaz caddesi, liman sokak daha bir çok yol, bu türden sorunlarla dolu.
Bu örneklere baktığımızda, İlçemizde trafik sıkışıklığında ahlaki boyut bir adım öne çıkıyor gibi görünüyor. Tabi tüm bunlara, park yerlerine park etmeyi bilmeyen araç şoförlerini de eklemek gerekiyor. Düzensiz park edişler yüzünden park yeri bulamayanlar, cadde veya sokak kenarlarında boş bulduğu yere park etmek zorunda kalıyor.
Yalnız, bu konuda aslan payını yerel idareciler alıyor.
Yerel Yöneticiler, yönetim ve planlamada eksik kalıyorlar. Zaten sınırlı olan park yerleri atıl bırakılıyor. Katlı otopark, parsel parsel satılıyor Büyük zincir marketlerin ana yol üzerinde açılmasına engel olunmayarak soruna büyük katkı sağlanıyor. Mal indirmek için bu sıkışık yerlere yanaşan büyük araçlar sorunların üzerine tuz biber ekiyor…
Motosiklet sürücülerinin sıkışan veya ağır işleyen trafikte sağdan sol lamaları, hem kendileri hem de yayalar için büyük tehlike oluşturuyor. Ya trafiğin arasından karşıya geçmek isteyen yayaya çarpacaklar, ya da sağa dönüş yapan bir aracın altında kalacaklar.
Bu sorunların çözümüne yardımcı olmak için önce kendimizi bilinçlendirmeliyiz. Kurallara uymalı, başkalarına karşı saygılı olmalıyız.
Yerel idarecilerde bu konuda kulak arkası yapmamalı, gerekli denetim ve planlama yapılmalıdır.
Daha yaşanabilir bir kent için trafik sorunu bir şekilde ortadan kaldırılmalıdır…