İki Kere İki Dört Eder!
Yaşamlarını sürdürmek için işbirliği yapan canlıların oluşturduğu topluluğa TOPLUM diyoruz.
Kanun ve kurallar TOPLUMSAL DÜZEN’i oluşturur. Hiçbir canlı yasalarla toplum egemenliğinin üstüne çıkamaz, aksine toplumun sahip olduğu yasalar canlıları egemenliği altında tutar.
Toplum fertlerinin görüşlerine, düşüncelerine, kültürel siyasal veya sanatsal olgularına TOPLUMSAL BİLİNÇ denir. Toplumun çoğunluğu tarafından kabul edilir.
Rejim, kurum, kanun ve kuralların yaşatılmasına da TOPLUMSAL ÇIKAR denir.
Bir toplumun, sevincinde beraber gülüp acısında birlikte yas tutamaması da, TOPLUMSAL BOZULMA olarak tanımlayabiliriz…
Toplum olmak için uzun yıllar gerekir. Toplumu yıkmak ise bir insan ömrü kadardır.
İki kere iki kaç eder sorusuna, “kaç olmasını istersiniz efendim” diyerek TOPLUMSAL DÜZEN’i yok edersiniz. “Çünkü iki kere iki dört eder”.
Toplumun demografik yapısını bozarsanız, ortak kaygı ve istikameti olmayan bir toplum yaratarak TOPLUMSAL BİLİNÇ’i ortadan kaldırırsınız. Çünkü “öküz ölür ortaklık biter”.
Toplumsal düzeni oluşturan kanun ve kuralları kişiye özel yaparsanız, TOPLUMSAL ÇIKAR’ı öldürür, bireysel çıkarı hortlatırsınız…
Nitekim ;
Yaşadığımız toplumun son çeyreğinde meydana gelen olaylara, felaketlere, doğal afetlere baktığımızda Toplumsal bozulma içerisinde olduğumuzu anlamamak mümkün değildir.
Daha acımız dinmeden bir eleştiri veya savunma halindeyiz. Çünkü başka toplumlarda yaşanan aynı olaylarla kıyasladığımızda, çok farklı bir bilançoyla karşılaşıyoruz.
Sorumlusu ise, seçtiğimiz yöneticilerin atadığı basiretsiz idareciler sebebiyle hepimiziz.
Alınmayan tedbirlerle veya bireysel çıkar için yapılan ihmaller neticesinde çıkan korkunç tablolar karşısında kahroluyoruz. Kahroluyoruz ama bir gün sonra unutuyoruz.
Nasıl ki, daha önce yaşanan facialar işin fıtratıyla alakalı değilse, ağaçla kaplı otelin yanması da ihmalden başka bir şey değildir.
Bir odalı pansiyonu, bir kişi çalışanı olan işyerlerini denetleyip mühürleten yetkililerin, nüfuslu ve bol yıldızlı işletmelerde, yetkisini askıya alınca hepimiz ölüyoruz.O sebeple hepimiz hem fail, hem potansiyel felaket mağduruyuz…
Dikkat edelim;
Daha alevlerin dumanı tüterken yetkilerin yetki savaşına tutuştuğu, medyanın körüklediği ve vatandaşında bu ortama benzinle müdahale ettiği yangın, hepimizi yakar.
Felaketin en büyüğünü yaşamadan, kafamızı elimizin arasına alıp düşünmeliyiz.
İki ile ikiyi toplasak da çarpsak da dört eder gerçeğini değiştirmeye uğraşmak yerine, bozulmaya yüz tutan toplumsal düzeni korumalıyız.
Koruyalım ki neslimiz yaşasın.
Koruyalım ki atalarımızın kemikleri sızlamasın…