740 bin dönüm alanda üretim yaptığımız fındık ta bir hasat sezonuna daha yaklaşıyoruz.
Her sene olduğu gibi fiyat ne olacak , rekolte ne çıkacak , mevsimlik işçi ücretleri çok arttı söylemleri ile hasat gününe doğru gidiyoruz.
Bir aksilik olmaz ise 10 Ağustos gibi sahil bandında hasat başlayacak.
Nihayetinde ürettiğimiz kabuklu fındığın altı yüz bin tondan fazlası kırılıp , temizlenip iç fındık olarak dünya çikolata firmasının malzeme tedarikçisi olan depolara gönderilecektir.
Yılda kişi başı 9 kg. çikolata tüketen Avrupa ülkeleri fındıklı çikolata ihtiyacını karşılar iken yılda 450 gr. çikolata tüketebilen ülkenin fertleri olarak bizde evde muz kokulu gofretin yanında bir avuç fındık yersek şükür deyip gün geçireceğiz.
Tarım ve Orman Bakanlığımız, Ziraat odalarımız ve Üniversitelerimiz ile beraber rekolte çalışmalarına 1 Temmuz da başladılar. Çalışmalar tamamlanınca sonuçlar yayınlanacak.
Hasat işçiliğinin ücretini satacağı fındık parasından verecek olan üreticilerimiz, rekolte ve maliyet çalışmalarının tamamlanmasını , bu çalışmaların sonrasında TMO ve tekel firmanın fındığı kaç liraya alacağını ilan etmesini beklemektedir.
Sorun şu ki hesaplanan maliyet bizim üreticiye uymayacak ve açıklanan rekolte bizim üreticinin işine yaramayacaktır.
Öyle ya iki çocuğunu üniversitede birini lise de okutan onların ihtiyacı olan parayı karşılayabilmek için bir sene bahçede bütün işçiliği ağrıyan beline rağmen kendi yapan adama ;
Kasım’da kış gübresi , Nisan da Azotlu gübre verdin , iki ay bahçede budama yaptın , çalı çektin , iki kere filiz aldın , iki kere küllemeye , iki kere Dalkıran ve kelebeğe ilaç attın , tırpan yaptın , yirmi gün hasat ile uğraştın velhasıl biliyoruz fındığa iyi baktın, çocuklarına da para lazım ama bu sene fındık rekoltesi fazla sen bu sene para kazanma , çocuklarında idare etsin mi diyeceğiz ?
Neden mi böyle yazıyorum.
Önümüzdeki iki aylık süreç belli rekolte ve maliyet açıklamalarından sonra her yıl olduğu gibi aynı oyun sahneye alınacak onun için.
İyi de , bu durum hiç değişmeyecek mi?
Aynı şartların birleşiminden farklı sonuç beklemek akıl işi değildir. Bu sene de Üreticiler , Esnaflar , Ziraat Odaları, Tekel firma , TMO ve Fiskobirlik ten oluşan aktörler ve aktörlerin elindeki doneler aynı olduğuna , sonucu değiştirecek bir durum olmadığına göre gelişmeler de aynı sıra ile aynı şekilde olacaktır.
NE ZAMAN MI DEĞİŞİR ?
Aslında çok aykırı bir çözüm olacak ama en güzeli tek yıllar Doğu Karadeniz de, çift yıllar Batı Karadeniz de, işçi ile fındık toplamayı, ilçe dışına fındık çıkışını yasaklayacaksın . Herkes kendi tüketeceğini toplayacak . Üretim yarıya düşecek rekolte sorunu kalmayacak.
Emin olun dünya çikolata sanayi işleyecek üretim için fındık bulamayınca , fındıklı çikolata yaparken kakaonun içerisine % 3-4 ilave edeceği fındık için kesenin ağzını açmak zorunda kalacak ve herkes iki yılda alacağı parayı bir yılda alacaktır.
Bu yolun pek mümkün olmayacağı noktasından hareketle diğer yollara bakalım.
Üretilen fındığın yarısı Kasım ayı sonuna kadar pazara inmesin hele…Bir bakalım ne olacak?.
İşte o nedenle ne zamanki lisanslı depoculuk faaliyetleri güvenli bir muhafaza şekli olarak tercih edilir , özellikle başka geliri olup fındık tarımı ile de uğraşan üreticiler ürettikleri fındığı hemen satmaz , emanet veya alivre satış yapmaz , lisanslı depolarda muhafaza eder , bir yatırım malzemesi olarak görür, rekolte olarak açıklanan iki ay içerisinde pazara inmesi beklenen fındığın en az yarısı o iki ayda pazara inmez işte o zaman gelişmeler farklı olur.
Ne zamanki üreticiler kuracakları kooperatif ve birlikler ile zirai mücadelesini beraber yapar , gübresini ilacını beraber alır , hasadı beraber program yaparak tamamlar , kooperatifin silosuna ürün fişi ile emanete bıraktığı fındığı kooperatifin gözetiminde satışa sunar işte o zaman gelişmeler farklı olur.
Diğer çözüm yolu, parası olan ve hayali köyde ev yapmanın ötesinde olan , ürettiğimiz fındığı yurt içinde katma değerli ürüne dönüştürecek sanayi yatırımları yapacak insanlarımızın bir araya gelmesi olacaktır.
Fındık tarımında çözmemiz gereken tek sorunumuz amacına uygun kooperatif ve birliktelikler kurabilmektir.
BİRLİKTE HAREKET EDEBİLDİĞİMİZ GÜN ÇÖZÜLMEYECEK SORUN YOKTUR.