Fındık üreticileri ile sohbet ederken orta yaş ve üzeri hepsi aynı şeyi söylüyorlar ,” Fındık para etmiyor. Geçmişte fındık çok para ederdi, her hasat sonrası eve para harcar , araba alır bir şekilde hayat kalitemizi artırırdık şimdi masrafları ancak kurtarıyor , hasattan sonra borçları öder , elimize üç beş kalırsa seviniyoruz ” diyorlar.
Malum fındık ihraç ürünü , üretilen fındığın ancak % 15 i iç piyasada kullanılıyor , % 85 i Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor.
Merak ettim , geçmişteki fındık ihracat fiyatlarına bir bakayım dedim.
1923-1929 yılları arasında fındık sadece Ordu , Trabzon ve Giresun illerinde yıllık 30 bin ton civarında üretilen fındığın yarısı 35- 40 kuruşa ihraç edilmekteymiş.
1980 – 2004 yılları arasında iç fındığın kilogramını 2.4 $ – 4.0 $ arasında ihraç etmişiz. Fındık az olduğu bir kaç yıl 4 $ fiyata ulaşılmış olsa da genel olarak 2.5 $ ortalama fiyattan satmışız.
2000 sonrası fındık için talepte fiyatta artmış . 4 $ seviyesi aşılmış ve 7-8 $ yeni seviye olmuş.
195 bin ton iç fındığı 1982 de 2.3 $ ortalama fiyatla ihraç ederken 2005 de aynı miktarda fındığı 8 $ ortalama fiyatla ihraç etmişiz
2014-2015 sezonunda kg ı 12.88 $ ile en yüksek satış ortalama fiyatını yakalamışız. Aynı yıl diğer yıllardan tam 1 milyar $ fazla gelirle 2.8 milyar $ döviz geliri elde etmişiz.
2019-2020 sezonunda 343.562 ton iç fındık ihraç ederek rekor kırmış olsak ta , fiyat olarak 2014-2015 sezonunun yarısı fiyatla ihraç ettiğimiz için elde ettiğimiz gelir 2.3 milyar $ seviyesinde kalmış.
Son 40 yılın analizinde görüyoruz ki son yirmi yılda önceki 20 yıla göre fiyat artışı da verim artışı da 2 kat olmuş ve bir yıllık döviz getirisi 500 bin $ seviyelerinden 2 milyar $ seviyelerine çıkarak tam 4 kat artmış.
O zaman neden üreticiler eskiden daha fazla para kazandıklarını, daha rahat harcadıklarını şimdi para kazanamadıklarını düşünüyorlar.
Bu durumun aklıma gelen dört nedeni olabilir :
1-) Miras ve bölünmelerle ailelere düşen ortalama arazi miktarı ve aile olarak üretilen fındık miktarı azalmaktadır.
2-) Fındığa gelen zam veya değer artışı diğer mallara gelen değer artışlarının altında kalmaktadır.
3-) Geçmişte işçiliğin büyük kısmı aile fertleri ile yapılır, bu kadar işçilik masrafı olmazdı.
4-) Geçimi sağlayacak masrafların artması ve çeşitlenmesi geçimi zorlaştırmaktadır.
( 40 yıl öncesinde internet ücreti , doğalgaz parası , Digitürk aboneliği vs bir çok masraf kalemi hiç yoktu)
Yaşamın hızına fındık ta yetişemedi velhasıl kelam.