STRATEJİK AÇIDAN TÜRKİYE’DE TOHUMCULUĞUN ÖNEMİ

Akçakoca’nın yetiştirdiği önemli değerlerden yaptığı çalışmalar ile  Türk Tohumunun gelişimine önemli katkılar sunan sektörün  önde gelen  firmalarından AZ Tohumculuk şirketinin sahibi Ak Parti Düzce Milletvekili aday adayı  Ziraat Mühendisi Ali Uzun Türkiye Tohumculuğu üzerinde görüşlerini ifade eden bir yazı kaleme aldı.

Önemli bilgiler içeren yazının tam metni.

STRATEJİK AÇIDAN TÜRKİYE’DE TOHUMCULUĞUN ÖNEMİ

” Tohum üretiminde Dünya’da ilk 10 ülke arasındayız.

150 yıldır tohum almakta olduğumuz ülkelere şimdi biz tohum satıyoruz.

Tohum sektörü 2023 hedeflerini en erken yakalayan ve hedef yenileyen tek sektör.

Rakam da vermek gerekirse; 20 yıl önce 160 bin ton tohum üretiyorduk şimdi ise 1.350. 000 ton tohum üretiyoruz.

‘Türk Tohumu ‘ artık dünyada bir marka olmuş durumda. Güney Amerika’dan Uzak Doğu’ya kadar tüm coğrafyalarda ‘Türk Tohumu’ da var artık.

Dünyada gıda arz güvenliği konusunun pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı sebebi ile daha da önem arz ettiği bir dönemde tarım ve dolayısı ile tohum sektörü hayati önem arz etmektedir.

Dünyada diğer ülkelere göre tarımda üstün olduğumuz başlıca konulara değinecek olursak;

1- İklim avantajımız; her bölgede ayrı iklim sayesinde yıl boyu üretim yapabiliyoruz.

2- Stratejik coğrafi konumumuz; etrafımızda gıda ithal etmek zorunda olan ülkelere komşu oluşumuz.

3- Artan nüfusumuzdan dolayı daha fazla tarım yapıp gıda üretmek zorunda olmamız.

4- Kadim tarım yapma kültürümüz. Mezopotamya topraklarını da içeren geçmişten günümüze aktarılan tarım kültürüne sahip nadir ülkelerden biriyiz.

5- Zengin gen kaynaklarına sahip oluşumuz. 13.000 endemik bitki türüne sahibiz. Avrupa ‘nın toplamında 7000 bitki türü var.

Sahip olduğumuz bu zengin gen kaynakları ve endemik bitki türlerini bitki ıslahçılarımız Ar-Ge çalışmalarında değerlendirip yeni tür ve çeşitler ortaya çıkartıp tescilliyor.

Son yıllarda Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü ‘Milli Çeşit Liste’ sinde binlerce çeşit tescillenerek listeye girdi ve üretimi yapılarak ticareti yapılıyor. Türkiye içinde her bölgeye ve yurtdışında 90 ‘nın üstünde ülkeye ihraç ediliyor. Kendi ihtiyacımızın % 85’ini karşılıyoruz .% 15 oranında da dış ticaret yapıyoruz. İhracatımız ithalatı karşılıyor. Yani, sınırlarınızı kapatacak olursak kendi kendimize yetiyoruz.

Etrafımızda gıda ithal etmek zorunda olan ülkeler aynı zamanda tohum da ithal zorunda olan ülkeler.

Dolayısıyla önümüzdeki 10 yıl içinde dünyada tohum üretiminde ilk 5 ülke arasına girme potansiyelimiz var.

Savunma sanayi kadar önemli stratejik bir sektör olan tarım ve gıda sektörünün temeli olan tohumculuk sektörümüzün son 20 yıldaki başarısı tarımın diğer sektörlerine de örneklik oluşturuyor.

Bu başarının altında yatan politika ise 2006 yılında çıkarmış olduğumuz 5553 sayılı tohumculuk kanunumuz ve bu kanun çerçevesinde kurulan 7 alt birliğimizin kurulması olmuştur.

Ayrıca, ECOSA (Ekonomik Ülkeler İşbirliği Tohumcular Birliği ) oluşumuna da liderlik yapan ülkemiz 7 Türk Cumhuriyeti ile Afganistan, İran ve Pakistan’ı da birlik çatısı altında topladı.

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) ile de tarım konularında ikili anlaşmalara öncülük yapan bu uluslararası birlik Avrupa Tohumcular Birliğinin de alternatif oluşumu niteliğinde.

Yiyecek, içecek, giyim ve sağlık sektörlerinin hammaddesi % 95’ i tarıma dayalı.

Tohum olmazsa tarım olmaz, tarım olmazsa hayat olmaz. Türkiye açısından stratejik öneme sahip olan tohum sektörümüz, gıda arz güvenliğinin daha da önem kazandığı gününüzde üzerine düşen sorumluluğun bilinci ile hareket ederek dünyada da hak ettiği yeri alacaktır. Dolayısıyla önümüzdeki 10’lu 20’li yıllar Türkiye tohumculuğu açısından altın yıllar olacaktır.