Bir ton gübrenin gümüşü sollayıp altınla yarışacağı muhakkak ki üç beş sene önce aklımıza bile gelmezdi.
Ancak hem küresel çaptaki krizler hem de dövizdeki hızlı yükseliş, gübre fiyatlarını son 10 yılda 10 kat artırdı. Son bir yılda ise yüzde 100’ün üzerinde artırmış durumda.
Bu durum , kullanılması zaten gereken miktarın altında kullanılan gübrelemede üreticilerimizce tasarrufa gidilmesine sonucunda da tüketimin azalmasına neden oldu.
Bu kontrolden çıkan gübre fiyatlarının yükselişi kısmi olarak hükümetin açıkladığı yeni ekonomi modeli ile döviz fiyatlarının durdurulması ile frenlenmiş olsa da mevcut fiyatlar halen çok yüksek.
Geçen hafta ülkemizin büyük üreticilerinden olan Eti Bakır, ton başına fiyatların DAP gübresinde 14 bin 500 TL’den 11 bin 950 TL’ye, NP 20.20 gübresinde 9 bin 250 TL’den 8 bin 500 TL’ye, amonyum sülfat (AS-21) gübresinde ise 9 bin 500 TL’den 8 bin 250 TL’ye indirildiğini açıkladı.
Önceki gün ise Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürlüğü’nce, “14 Şubat 2022 tarihi itibariyle kimyevi gübrelerde yüzde 30’a varan indirimler yapılmış olup, ÜRE gübresi 9 bin 200 TL, 20.20.0 gübresi 6 bin 100 TL ve çay gübresi ise 7 bin 500 TL’den satılacaktır” açıklaması yapıldı.
Bu indirimler ile gerçekten % 30 indirim yapılmış oldu mu ve bu fiyatlar üreticileri ne kadar rahatlatabilir beraber bakalım?.
2020 yılında 3.600 TL olan Üre gübresi 2021 yılı sonu itibarı ile 13.000 TL olmuştu. Bugün açıklanan 9.200 TL fiyata göre % 30 indirim yapılmış. Diğer gübrelerde de 2021 yılı sonu fiyatlar ile açıklanan fiyatlar kıyaslanınca % 30 ve üzeri indirim yapılmış olduğunu görmekteyiz.
Gübrelerde bir yıl önce ki fiyatların % 1400 artmasına karşın, yapıldı diye övünülen % 30 indirim üreticileri ne kadar rahatlatır? Tonu 3600 TL olan gübre bir yılda 13 bin TL olmuş.. Şimdi 9 bine düşmüş diye üretici bayram mı edecek:? Bir deyiş var, Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi. Önce karda kışta üstünde ne varsa al sonra da sevinmesi için “al şu hırkayı da üşüme” der gibi?
Yapılması gereken ; başta kimyevi gübre olmak üzere tarımsal girdi fiyatlarında yaşanan artışlarından olumsuz etkilenen üreticilerimizin üretim maliyetlerini düşürmek ve üretimi kolaylaştıracak imkanları sağlanmak ve tarımsal üretimimizin artırılmasına yönelik tedbirleri bir an önce almaktır.
Asla unutulmamalıdır ki…..Tarım ve tarımsal üretim vazgeçebileceğimiz, ara verebileceğimiz bir faaliyet değildir.
Haber Yorum Özdal Alas
adana escortlar