Batı Karadeniz’in en önemli turizm kenti i Akçakoca 26 Kasım 2021 de vizyona girecek “Sen Ben Lenin “ filmiyle gündem oldu.
Batı Karadeniz’in en önemli turizm kenti i Akçakoca 26 Kasım 2021 de vizyona girecek “Sen Ben Lenin “ filmiyle gündem oldu.
Fox Haber Çalar Saatte İsmail Küçükkaya konuk ettiği yönetmen Tufan Taştan ile yaklaşık 15 dakika filmi ve hikayenin geçtiği Akçakoca’yı konuştu.
Bulunduğu yıllarda uluslararası basında dahi yer almasıyla Akçakoca’nın bir anda ilgi odağı olmasına neden olan ve turizme büyük bir hareketlilik kazandıran olayın hikayesi;
SSCB’nin dağılmasıyla birlikte Vladimir İlyiç Lenin’in ahşap oyma bir büstü, Karadeniz’in hırçın dalgalarıyla Düzce’nin Akçakoca kıyılarına vurur.
1993 yılında Değirmenağzı Plajında Mahmut Er tarafından bulunan 75 cm büyüklüğünde 90 kilo ağırlığındaki heykel O dönemin Belediye Başkanı olan Hüseyin Yanmaz’a teslim edilir. Yanmaz ; “Bu heykeli sergileyeceğiz.” Açıklamasında bulunur ve gerekli bakımın yapılması için depoya kaldırılır. Onarılır ve koruma altına alınır.
Rahmeti Rahman’a kavuşan Hüseyin Yanmaz’da sonra göreve gelen Belediye Başkanları döneminde heykel çok dillendirilmez ve yıllar boyunca belediyenin deposunda bekletilir. 2009 yılında Akçakoca belediye Başkanı Fikret Albayrak Eski Dışişleri Bakanı AB Uyum Komisyonu Başkanı Akçakoca’lı Yaşar Yakış ve Kaymakam ile görüş alışverişinde bulunarak heykelin turizmi canlandırması ümidiyle ilçeye yerleştirilmesi için girişimlerde bulunur. Yaşar Yakış konuya sıcak bakmaz. Ankara’dan heykelin açık alanda değil de bir salonda sergilenmesi uygun görüşü gelir.
O gün bu gündür bu olay, yönetmen Tufan Taştan ve yazar Barış Bıçakçı’ya kara mizah ve polisiye öğelerle işlenmiş bir filmi kaleme almaları için ilham olur ve ortaya Sen Ben Lenin çıkar. Bazı olumsuz gelişmeler ve pandemi nedeniyle tamamlanması uzun süre alan film
Dünya prömiyerini 43. Moskova Film Festivali’nde gerçekleştiren ve ülkemizde ilk olarak 40. İstanbul Film Festivali kapsamında gösterilen Sen Ben Lenin, Lenin heykelinin açılış öncesinde ortadan kaybolması sonrasında başlatılan soruşturmayı merkezine alır ve izleyenleri, iki polis memurunun eşliğinde birbirinden eksantrik olan kasaba halkının hayatlarına konuk eder.