Karadeniz’li isen kıyısında yaşadığın Karadeniz’ e sıcaktan bunalıp gireceğin Temmuz ve Ağustos aylarının hayali ile yaşarsın.
Hiç hatırlamak istemezsin Temmuz da tırpan , Ağustos da hasadın olacağını. Eylülün serinliğinde tırpan , Ekimin sessizliğinde hasat yapacakmışsın gibi gelir.
Tırpan motorlarının gün ışığını görmesi ile hayaller deniz gibi soğumaya , gerçekler hava gibi ısınmaya başlar.
Deniz tüm serinliği ile çağırsa da, sonuçta geçimin , ödeyeceğin borçların , çocuklarının istediği eğitimleri nedeni ile artık zorunlu ihtiyaç olan bilgisayar seni beklemeden fındık dallarından yere çotanak olarak dökülmeye başlamıştır.
Tırpan ile başlayan gerçekler dünyasında , bahçenin nefes alınamaz sıcağında mola verdikçe yeni hayaller doldurmaya başlar zihnini.
Akıllı telefonunun arama kısmına ” How much hazelnuts ” yazar , dünyanın çeşitli yerlerinde kabuklu fındığın tüketiciye satış fiyatının 12 euro dan düşük olmadığını görür, dövizi Türk lirasına çevirdikçe yeni hayallere kapılırsın.
Hayallerin tatlı dünyasında gezerken ülkendeki iş adamlarının Ferroro isimli şirketin parası ile % bilmem kaç kâra razı olarak fındık aldığını , dünyanın 250 ülkesine fındık pazarlayacak güce sahip ticaret adamları olmadığını , kırk yıldır aynı şirkete ucuza mal temin eden insanlar olduğunu unutursun.
Kurduğun hayaller ile hasadı binbir güçlükle bulduğun işçilerle beraber yaparken bir gerçek daha gün yüzüne çıkar ve TMO taban fiyatları açıklanır.
Fındığını pazarlamak için üyesi olduğun bir kooperatif olmadığını , değil üç milyon fındık üreticisi ile üç komşunla bile birlikte hareket edemediğini , mecburen ya ofise yada esnafa teslim edeceğini hatırlar, esnafta fiyatın yükseleceği hayali ile hasadı bitirip , fındığını harman yerine kurumaya bırakırsın.
Harman yerindeki fındığın kurumaya başladıkça , önden para aldığı için acele ile esnafa fındık verenleri görür , esnafta fiyatın yükseleceği hayalide zihninde fındığınla birlikte kurur. Hans, Antonioni, Johanson aldığı sattığı yediği senin ürünün her yıl çilesini çektiğin fındıkla keyif sürerken , sen hayalini yaşarsın.
Uzun lafın kısası , Karadeniz’li isen ömrün her yıl fındıkla beraber yeşeren hayallerle geçer .