akçakocaakçakoca haberakçakoca gazetesihaber akçakocaakçakoca son dakika
DOLAR
32,5866
EURO
34,8481
ALTIN
2.504,29
BIST
9.677,13
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
22°C

KABAHATİN HEPSİ Mİ BİZİM?

16.05.2021 20:45
3.874
A+
A-

 

 

 

 

Efendimiz çok yaşa!

Ne kadar tuhaf değil mi? Gerçekleri ve yanlışları bilip de, bilmezlikten gelmek.

Daha da vahimi, iki çift eleştiri yapamayıp, üstüne savunmak zorunda kalmak.

Hani diyorlar ya “hiç mi doğru yapılan bir şey yok hep eleştiriyorsunuz, onu yaptı bunu verdi kıymet bilmiyorsunuz! Nankörler” …

Bre insan evladı demezler mi adama her şey mi doğru, hep “şükür Elhamdülillah, efendimiz çok yaşa” demek nasıl bir kanaatkârlıktır diye.

Yani al birini vur ötekine…

HA GAYRET!

Aslında tam kapanma öncesi ekonomik paketlerden, teşvik ve hibeler ile vatandaşımıza nefes aldıracak finansal düzenlemelerden bahsetmek istiyordum.

Ancak, virüsün bile Hindistan ve İngiliz mutandı diye evrim geçirdiği, ikinci üçüncü dalgaların oluştuğu ortamda önceki var olan uygulamaların uzatılmasından başka yeni bir şey olmadığı ve açma kapama mevzusunun artema musluğu işine döndüğü için bu mevzuyu biraz kısa tutmak zorunda kaldım.

Ayrıca, toplumun her türlü ekonomik verisine ve hafızasına sahip TÜRMOB yerine, ekonomik ve finansal hayatın azda olsa nefes alabiliyorken hepten entübe hale getirecek “çek vade erteleme, stok affı-matrah artırımı” gibi  TOBB’un taleplerinin itibar görmesi iştahımı iyice kaçırdı.

Bize, Cumhurbaşkanımızın dediği gibi “önümüzde ki günlerde biraz daha fedakârlık” yapmak,

İçişleri bakanının dediği gibi “çocuklarımız ve yarınlarımız için biraz daha dişimizi” sıkarak ha gayret demek kaldı…

Sorumlusu biz değil miyiz!

Tam 14 aydır herkes çektiği sıkıntı ve sorunla baş başa.

Güvenlik görevlisi, sağlıkçısı, esnafı, memuru, mali müşaviri, emeklisi, işçisi yaşadığı zorlukları kendi biliyor, ama tüm bu zorluklara rağmen üzerine düşen görevi elinden geldiğince yapmaya çalışıyor.

Buna binaen bir nevi kamu görevi yürüten biz Mali Müşavirlerde, bu süre zarfında “sorumluluklarımız sağlığımız ve ekonomimiz” zorluk üçgeni arasında mücadele verdiğimizi ve bunu layıkıyla yaptığımıza inanıyorum.

 

Düşünün ki;

Devlet vergi-sigorta prim toplayacak, bütün hesaplama ve bildirimleri biz yapıyoruz.

Devlet işverenine çalışanına destek verecek, bütün bilgi ve bildirimleri biz hazırlıyoruz.

Devlet esnafına, KOBİ’sine kredi verecek, mali verilerini biz raporluyoruz.

Vergi Daireleri ve SGK Kurumları başta olmak üzere TÜİK, KOSGEB, İŞ-KUR, Esnaf ve Ticaret Odaları, Bankalar, Sanayi ve Çevre Şehircilik Müdürlükleri gibi bir çok özel ve kamu kurumuyla veri alış-verişi halindeyiz.

Hatta özellikle pandemi süresi boyunca tüm başvurularını internet üzerinden hizmet vermek suretiyle kapılarını kapatan kamu kurumları ile vatandaş arasındaki iletişimi, sürekli açık olan Mali Müşavirlik ofislerimizde mesai arkadaşlarımız ile bizler sağladık.

Sakın öyle şey mi olur demeyin.

Kısa çalışma uygulaması başvuru aşamasında, değil kapıları telefonları dahi kapalı olan İŞ-KUR’a başvuruları, ne zorluklarla yaptığımızı bir Allah bir biz biliyoruz.

 

Dahası ikametgah, kayıt örneği vs ihtiyacı olup da nüfus dairelerine giremeyen vatandaşlarımıza biz kapılarımızı açtık.

Kendi aramızda, maksadını aşan taleplere  “sorsaydın akşam salatanızı da yapayım mı diye” esprileri ile moral ve motivasyonumuzu kaybetmemeye çalıştık.

Tüm bu görevleri yaparken zorluk üçgenimiz le alakalı idareciler ne yaptı.

Sorumluluklarımızla ilgili zamanında ve etkin bir karar alamadı. Sahada ki mücadelemizde bizlerin ve çalışanlarımızın sağlığını koruyacak bir tedbir alma ihtiyacı duyulmadı. Kayba uğrayan gelirimiz sonucunda, bir ihtiyacınız var mı diye zaten sorulmadı.

“Avantaj sağlayıp orda bur da gezmek yok, cumartesi-Pazar, bayram-seyran hastalıkta ve sağlıkta çalışın” dendi.

Devletimiz ilelebet var olsun emeklerimiz helal olsun.

Ama değil iki satır yazı 10 ciltlik ansiklopedik talep ve önerimize rağmen, bize kulağının üstüne yatarak bu zulmü yapan idarecilerimizi Allah’a havale ediyorum.

 

Diğer taraftan,  aynı sıkıntıları yaşadığımız ve aynı sorunlardan yakındığımız meslektaşlarımızın sessiz kalmaları ve “abi bu durumun BAŞLICA ASIL BİRİCSİ sorumlusu biz muhasebeciler değil miyiz” diyerek, bilerek veya bilmeyerek hedef saptırmaya alet olmalarına oldukça şaşırıyor ve üzülüyorum.

Bunca sözün lafın içinde söyleyebileceğim tek şey “yahu iyi güzel de, kabahatin hepsi mi bizim”

Yazarın Diğer Yazıları