İnsanoğlu hep bir beklenti içindedir. İçinde bulunduğu bu beklenti hali ise, bazen hedeflerine ulaşmada bir pusula, çoğu zaman ise başına beladır…
Önce “azıcık aşım ağrısız başım” dır beklenti !
Sonra, aş’ı bulunca eş, ağrısız başı sokacak bir de ev.
Otomobilde oldu mu tüm beklentiler bitti !
Öyle midir peki? Tabi ki de hayır.
Daha büyük ev, ikinci bir otomobil ve daha çok, daha çok para.
Uğrayıp gideceğimiz şu küçücük dünyayı saran stres, gereksiz hırs, bitmez bir koşuşturma.
Sonu ise, toplumsal ve küresel çatışma!
Ta ki, her kesin kendi küçük kıyameti kopup “ömrünün çilesini yazan kalemin mürekkebi bitinceye kadar”…
EKONOMİK BEKLENTİ;
Son yüzyılda, belki de insanoğlunun karşılaştığı ve çaresiz kaldığı bir süreçle karşı karşıyayız.
Tam bitti derken yeniden başlayan.
En başta sağlığımızı elimizden alan,
Sonrasında tüm dünya ekonomilerini daraltan…
Ülkeler bir yandan pandeminin önlenmesi ile mücadele ederken, bir yandan da daralan ekonomilerine çareler aramaktalar.
Süreci zorlaştıran en önemli boyut ise “belirsizlik”
Ülkemiz tam düzlüğe çıkacağı, şubatın marttan, martın da şubattan iyi olacağı beklentisi içindeyken yakalandığımız süreç…
Özellikle bütçe açığımızın yüksek olduğu bir döneme denk gelmesi ve sağlık için alınan kısıtlama tedbirleri, krize karşı uygulayabilecek para ve maliye politikaları önlemlerinin etkinliğini de azaltmaktadır.
Daralan ekonomilerini rahatlatmak için her küresel ekonomide olduğu gibi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’da düşük faiz ve parasal genişleme politikası uygulamıştır. Bu uygulama ile piyasalar geçici olarak rahatlatılmıştır.
Kara kış ise uzaktan parmak sallamaktadır.
Elbette, ekonomimiz iyi gidiyor uçuyor diyemeyiz, ancak yıkıldık battık bittik de diyemeyiz. Dolar fırladı, altın coştu gibisinden söylem içine de giremeyiz.
Güzel günler göreceğimize dair beklentilerimizi hep güçlü tutmalıyız.
Virüs tehdidi ortadan kalktığında ise asıl değişim o zaman yaşanmalı, ekonomi dışı politikalara da önem verilmeli, güven ortamı sağlanarak yabancı sermaye çeken konuma gelebilmeliyiz…
TARIMSAL BEKLENTİ;
Özellikle tarımda büyük bir reform yapılmalı,
Tarımsal üretimde siyasal beklentilerden ve kaygılardan uzak sağlıklı adımlar atılmalı,
Katma değeri artırmak üzere politikalar geliştirilmeli,
Rol kapacak, muhalefet malzemesi yapacak yaklaşımlardan uzak durulmalıdır…
Her sene fındık fiyatları bir siyasinin başını yer. Malumunuz, bu sene de MHP’li Cemal ENGİNYURT’un başını yedi. “Eğer fındık pahalı olursa Avrupa fındık almaz, 665 bin ton rekolte var”! diyen Tarım Bakanı’nın açıklamalarına itiraz etti ve partisinden ihraç edildi. Parti disiplinini bilmem ama bence kendisine haksızlık edildi.
Tarım Bakanının açıklamalarının ardından hem Uluslararası Fındık Konseyi’nin hem de Trabzon Ticaret Borsası Başkanlığını yapan Selahattin Arslantürk’ün büyük bir zahmet vererek! “20 TL civarında bir fiyat beklendiğini ve bu fiyatın da üreticiyi memnun edecek bir fiyat olduğunu” dile getirmesi karşısında iyi bir fiyat beklentim suya düştü. Üreticiyi değil ama ihracatçıyı memnun edeceği kesin!!!
Yani, bu kadar manipülasyon sonrasında, 22,5 TL fiyat ile ölümü görüp sıtmaya razı gelindi vesselam…
VERGİ AFFI BEKLENTİSİ;
Vergi afları, kısa vade de bütçe için iyi bir gelir kaynağı, ödevlisi için ödeme ve hatalı işlemlerini düzeltme kolaylığı olsa da, uzun vade de vergi uyumunu bozan bir uygulamadır.
Ancak, içinde bulunduğumuz süreci göz önüne aldığımızda, yeni bir vergi affına ihtiyaç vardır ve kamuoyunda güçlü bir şekilde beklenti oluşmuştur.
Yapılacak yapılandırma, hali hazırda devam eden yapılandırmaları da içine alacak şekil de ve uzun vadeli olarak kararlaştırılması; Taksit tablosu kalabalığını ortadan kaldıracak, ekonomik daralmaya iyi gelecek ve vergi gelirlerini arttırarak bütçeye kaynak oluşturacaktır…
Son olarak; teknelerinde, sağda solda dansözlü eğlence yaparak bunca emeği ve insan sağlığını yok sayan şımarık zenginlerin ar damarı çatlağına ve sosyal mesafe ile maske kuralına uymayanların dikkat dağınıklığına iyi gelecek bir aşı üretilmesi beklentisi içerisindeyim. Sonrasında pandemi ile uğraşmak zaten kolay…
“İnsan beklentisi kadar mutludur. Formül; sıfır beklenti, sonsuz mutluluk (Robin Sharma)” diyerek sağlıklı günler dilerim…
