Akçakoca’da faaliyet gösteren Demokratik Kitle Kuruluşları son günlerde artan kadın ve çocuk cinayetleri, şiddet uygulamaları ve hayvanlar dahil artan tecavüz olaylarını kınayan , tartışılmaya açılan “İstanbul Sözleşmesi” destekleyen bir basın açıklaması yaptılar.
Saat 18.00’de Fedai Karabıyık Parkında bir araya gelen yüze yakın aktivist , son günlerde artan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddete dikkat çekerek tepkilerini ifade eden sloganlar eşliğinde basın açıklamasında bulundular.
Hazırlanan açıklamayı okuyan sözlerine ”Yasta Değil İsyandayız! İstanbul Sözleşmesini Savunacağız!” diyerek başlayan Tüm Emekliler Sendikası Üyesi eğitimci Zahire Ocak ;
”İktidar, kadınların yaşam hakkını kısıtlayıcı yasal düzenlemelerde ısrar ettikçe kadınlar her gün daha vahşi yöntemlerle katlediliyor. Her gün sosyal medyada kaybolan bir kadının haberi daha yüreğimize o bildik ateşi düşürüyor.” dedi.
Ocak, konuşmasının devamında ;
”Cezasızlık politikasından ve iktidarın kadın düşmanlığından cesaret alan erkek failler her gün en az üç kadını katletmeye devam ediyorlar. İsimler değişse de hikayeler hiç değişmiyor.
”Seviyordum öldürdüm, reddedildim öldürdüm, kıskandım öldürdüm….” gibi bahaneler en son tanık olduğumuz Pınar Gültekin cinayetinde olduğu gibi henüz 27 yaşında gencecik bir üniversite öğrencisinin yaşamına kastedilmesine yol açabiliyor. Kadın cinayetlerinin medyada yer alış biçimi, eril yargı indirimleri, faili aklamaya dönük erkek egemen ahlak kodları ise katillerin imdadına yetişircesine seferber ediliyor her defasında. Pınar’ı vahşice katleden Cemal Metin Avcı da tıpkı diğer kadın katilleri gibi bu toplumdaki erkek egemen değerlerden, uygulanmayan tedbir ve önlemlerden, defalarca verilen haksız tahrik indirimlerinden medet umarak katletti Pınar’ı. Tıpkı Özgecan Aslan’ ı öldüren Ahmet Suphi Altındöken gibi, Şule Çet’i katleden Çağatay Aksu gibi, Gülistan Doku’yu kaybettiren Zainal Abarakov gibi iktidarın kadın düşmanı politikalarından cesaret alarak bu katliamı taksim escort planladı.
Siyasal iktidarın bugünlerde çekilmeyi tartıştığı İstanbul Sözleşmesi’nin gereklikleri uygulanmış olsaydı Pınar ve Pınar gibi kaybettiğimiz binlerce kız kardeşimiz bugün hayatta olacaktı. Şiddeti önlemenin en önemli yolu önleyici politikaları hayata geçirmektir. Ancak Aile Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanlığı bu konudaki sorumluluğunu sadece başsağlığı mesajı yayınlamak ve davalara müdahil olmakla sınırlı tutmaktadır. Önleyici mekanizmalar oluşturmayı ,kadın erkek eşitliğini sağlayan politikalar üretmeyi reddeden, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı yok edilirken en ufak bir itiraz geliştirmeyen bu bakanlığın biz kadınların yaşamını koruyamadığı bir kez daha açığa çıkmıştır.
Kadın Cinayetleri Politiktir.
Kadın katillerini engellemek için yasal gereklikleri yerine getirmeyen yetkililer, dün İzmir’de olduğu gibi şiddete karşı ses vermek için sokağa çıkan kadınları işkence uygulayarak engellemeye çalışıyorlar. Hiçbir baskı ve engelleme biz kadınları erkek-devlet şiddetine karşı bulunduğumuz her yerden isyanımızı ve sözümüzü büyütmeye engel olamayacak.
Akçakocalı Kadınlar olarak yaşamlarımızdan ve haklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz. Eşit ve özgür bir yaşam için kadın dayanışmasından güç alarak örgütlü mücadelemize ısrarla devam edeceğiz.
Eşit ve özgür bir yaşamdan yana olan herkesi İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya, sözleşmenin ve 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması için mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.” Dedi.
Daha sonra Haytap Düzce İl Temsilcisi ve Çevre ve Yaşam Hakkı Aktivisti Neşe Perihan Kulak, Yaşam hakkı savunucuları olarak hiçbir canlının şiddete uğramasını onaylamadıklarını vurguladığı konuşmasında ;, ”Hayvana tecavüz kabahat değil suçtur. Faillere ertelemesiz hapis cezası istiyoruz. 5199 sayılı yasa değişsin” dedi.
Etkinlik Paydaşlarından KESK Akçakoca temsilcisi Eğitimsen Düzce Örgütlenme Sekreteri Erol Karadaş ise yaptığı konuşmada ”Kadın Cinayetleri Politiktir! İstanbul Sözleşmesi Yaşatır!. 6284 sayılı yasa etkin bir şekilde uygulansın istiyoruz. Türkiyenin her yerinde eylem ve etkinlik yapan başta KESK’li kadınlar olmak üzere tüm kadınlarımızın hakları ve gelecekleri ile ilgili geçmişten bugüne kadar ki tüm mücadelelerini Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) olarak selamlıyoruz. Yasalar etkin bir şekilde uygulansın istiyoruz.” ifadelerini kullandı.