Geçen haftaki yazım üzerine sohbet ederken, değerli bir dostum,
“Erkek övgüyle gelişir, kadın ilgiyle çalışır, çocuk ise sevgiyle büyür.” dedi.
Dikkatimi çeken bu ifadeleri derinlemesine düşündüm.
Sonra etrafıma baktım.
Bir de ne göreyim!
Başarılı erkeklerin yüzüne karşı övgü yerine, kadınlara gösterilmesi gereken ilgi gösteriliyor!
Arkasından da günahları konuşuluyor.
Kendisinin olmadığı yerde başarısını gündeme bile getirmiyor insanlar.
Hele bir adını ağzınıza alın, hakkında neler söylerler neler!
O erkek nasıl gelişsin, nasıl başarısına başarı katsın da toplum bundan yararlansın?
Başarılı kadınlar ise yüzlerine karşı ilgi yerine, erkeklere gösterilmesi gereken övgüyle karşılanıyor.
Arkasından ise, ya saçı başı, ya da kilosu konuşuluyor.
O kadın aradığı ilgiyi nerede bulsun?
Çocuklar sevgiyi doğum itibariyle ilk yıllarında, yani beş yaşına kadar görüyor.
O yıllarda sevgi görmese de, gördüğünü sevgi zannediyor.
Sonrasında okulla sokak arasında sevgi aramaya başlıyor.
Evde ana baba, okulda eğitim baskısı, sokakta ise rekabet onu anlaşılmaz tüketim çılgınlığına itiyor.
Oysa çocuk, 18 yaşına kadar çocuk ve sevgiye muhtaç!
Siz ona sevgi gösterip, saygıyı öğretin ki, 18 yaşından sonra, ihtiyacı olan sevgiyi saygıyı doğru yerde arasın.
İnsanlığın geleceği için kuracağı yuvasını üç günde dağıtmasın.
Evet maalesef böyle bir toplum olduk.
Nerede o eski dostluklar, eski komşuluklar?
Herkesin birbiriyle dertleştiği sohbetler, doyasıya eğlendiği düğünler?
Nerede o dolma kalemle yazılmış, üzerinde gözyaşları bulunan hasret mektupları?
Nerede o, ancak ölümün ayırdığı eski aşklar?
Oysa sevmek, yemek kadar, su kadar temel ihtiyaçtır.
Sevilmek için bile önce sevmek gerekir.
Severseniz ilgi duyarsınız, ilgi duyarsanız bilgi sahibi olursunuz, bilirseniz kendinizden emin olursunuz.
Siz yeter ki sevin; para hariç, neyi sevdiğinizin önemi yoktur.
Çünkü para, emeğin bedelidir ki, çok severseniz, ola ki başkasının alın terine haksızlık edersiniz.
Gelin görün ki, geçmişimizde yaşanmış, genlerimizde olan, bu insani hasletleri kaybettik.
Birileri bizi bu hale dönüştürdü.
Kim bunlar derseniz, etimizden sütümüzden kim yararlanıyor ona bakmak lazım…
Sağlıcakla kalın…