18 Temmuz sabahına Akçakoca görülmemiş bir sel felaketinin yankıları ile uyandı. Başta Esmahanım, Uğurlu Köyleri olmak üzere, Çarşı Merkezi, Değirmenağzı ve daha bir çok olay mahalleri dehşeti yaşarken duyan herkes yardıma koştu.
Önüne gelen her şeyi yıkıp geçen ve sürükleyen felaketi sadece mal zararı ile atlatıldı diye düşünen Akçakoca günün sonuna doğru insan kayıpları olduğu haberi ile derinden sarsıldı.
Sabahın beşinde olay yerine intikal eden ve Uğurlu halkına gelen tehlikeyi duyurarak tahliyeleri sağlayan, acilen bölgeye ulaştırdıkları iş makinesi yardımıyla insan üstü çaba göstererek olası onlarca can kaybını önleyen Kaymakam Yasin Öztürk ve Jandarma Komutanı Özgür Üngüt, Ankara’da olan ve haberi alır almaz Akçakoca’ya dönerek gece gündüz demeden derman olmak için koşuşturan Belediye Başkanı Okan Yanmaz başta olmak üzere, kurum çalışanlarının , kişilerin Büyükşehirler belediyelerinin Düzce ve Alaplının acil yardım ekipleri gıda ve iş makinesi desteği sağladığı, halen daha arama kurtarma çalışmaları ve zararın telafisi çalışmaları sürerken; nedeni niçini, kim tarafından alındığı tam anlaşılamayan , “DENİZE GİRMEK YASAK “ kararıyla AKÇAKOCA ikinci bir felaketi yaşamaya maruz bırakıldı.
NEDEN YASAK VE BU YASAK HANGİ GEREKÇELERLE ALINDI?
Doğaldır ki ilçemizde yaşanan sel felaketinin ardından her kurum ve kişi zararı en az boyutları ile atlatmak için bir şeyler yapmalı ve yapıyor da. Öncelik olarak halen bulunamayan kayıp çocuklarımız ve insanlarımız bulunmalı ki bu konuda yetkililer canla başla çalışıyor.
Arama çalışmaları ile birlikte yaşamın normale döndürülmesi için herkes elinden geleni yapıyor bunda bir kuşku yok. Sayın Valimizin koordinesinde Bakanlar başta olmak üzere siyasi partilerin genel başkan yardımcıları , milletvekilleri ve genel müdürler seviyesinde ziyaretlerin yapıldığı yardım sözlerinin verildiği Akçakoca’nın yeniden toparlanması için her şey yapılıyor.
Ancak, Akçakoca’nın an damarı turizmi bitirecek “denize girmek yasak “kararı Akçakoca için ikinci bir afet tesiri yapacak alınmış bir karardır.
Ulusal basında yer alan Akçakocada denize girmek yasaklandı haberini Akçakoca nın kalbine sıkılmış bir kurşundur. Sel felaketi ile derin yara almış fındık geliri ile zar geçim sağlayan Akçakoca bu kararla ekonomik olarak biter.
Ne oldu Akçakoca da? Nükleer sızıntımı var.? Lağım suları denize mi akıyor? Olağan dışı halkın bilemediği bir mikrobik durum mu var?
Sel oldu ve kıyılarımızın bir kısmında selin getirdiği malzemelerle kirlilik oluştu.
30 km uzunluğundaki ilçemiz sahillerinde her gün ulusal basında denize girmek yasaklandı, plajlar kapatıldı diye ilan edilecek kadar nasıl bir tehlike var?
Numuneler alınıp zararlı bir durum olduğu mu tespit edildi. Bugüne kadar böyle bir açıklama olmadı.
Sadece Değirmenağzı plajımızı sezona hazırlamak zor olsa da , diğer plajlarımız sürekli takip edilmeli, sahiller temizlenip ve mümkün olan en kısa zamanda açılmalı. Tüm yetkililer buna yoğunlaşmalı.
Devletimizin ve belediyemizin mümkün olan en kısa zamanda denizimizdeki malzemeleri toplayıp, sahillerimizi temizleyip, sahillerimizi eskisinden güzel hazırladık, denizimiz tertemiz hadi denize demesi çok mu zor?
Afet ile ilgili tüm tedbirler alınsın tabii ki, hiç bir sözüm yok. Sıkıntı giderilinceye kadar denize de girilmesin.
Ama sahillerimiz de bir an önce selin getirdiği malzemelerden temizlenip, turizme açılsın ve her yerde turizm görüntüleri yayınlansın. Mümkünse bu iş kurban Bayramı öncesine kadar tamamlansın .
İnanın bu şekilde bir karalamaya yönelik haberler devam ederse işimiz önümüzdeki senelerde de zor.
Demedi demeyin.
HABER YORUM ÖZDAL ALAS