akçakocaakçakoca haberakçakoca gazetesihaber akçakocaakçakoca son dakika
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
22°C

SİYASET BANK !!!

14.06.2018 18:17
588
A+
A-

Bir önceki yazımda, insanların “Keçi koyun bakmak, domates marul yetiştirmek” istediğini iddia etmiştim. Ancak kişilerin daha da ileri giderek bu eylemi sanal ortamda, hatta üste para vererek yapmak isteyeceklerini hayatta tahmin edemezdim!

Anlaşılacağı üzere, İnsanların “Zahmetsiz rahmet olmaz” sözünü unuttuğu, kolay yoldan para kazanma noktasında ikna olduğu, akıl almaz dolandırıcılık hikayesi çiftlik bank olayından bahsediyorum. Dolandırıcılık tanımının da; “kişinin kendi parasını kendi eliyle teslim etmesi için ikna etme sanatıdır” olarak güncellenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Ne, kolay yoldan para kazanmakta gözü olmalı insanın, ne hakkından fazlasında, nede kaybettiklerinde. Yeter ki “sağlık ve hürriyet “ olsun. Çalışır çabalar, kazanır başarırız diyerek şimdilik nokta koyup başka mevzuya geçmek istiyorum.

***

Dikkat edildiğinde, siyasetimizin de yukarıda bahsettiğimiz olaylarla benzer yönlerinin olduğunu kolaylıkla görebiliriz.

Şöyle ki;  Siyaset, “ seçmenlerin oylarını alabilmek için ikna etme sanatı” olduğu, hele ki “kim ne veriyorsa 2 fazlasını veririm” tarzı politikaların etkinliği düşünüldüğünde benzerliği fark etmemiz kaçınılmaz olmaktadır.

Kısaca seçim gündemimizin “Siyaset bank” vakası diyebiliriz. Seçmenin oyunu alabilmek için, Ülke gerçekleri yerine bol kepçe popülist propagandalar…

***

Muhalefet “Biz mutlaka parlamenter sisteme geri döneceğiz” diyerek eski sisteme döneceklerini deklare etmektedirler.

Dönmeyi deklare ettikleri eski sitem; sorumlu başının başbakan, sorumsuz başının da Cumhurbaşkanı olduğu iki başlı bir yürütme sistemi. Kriz üreten, Milleti anlamsız tartışmalarla boğan bir sistem. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ise, en önemli özelliği, yürütmeyi iki başlı olmaktan çıkarması, Gazi Meclisi daha bağımsız hale getirmesidir. Ayrıca, ümit ediyorum ki, büyük ölçüde vesayetlerin önüne geçilebileceği, İktidarın muktedir olabileceği bir sistemdir.
Muhalefetin de eski sisteme dönmek yerine, kendilerince kusurlu gördükleri yerleri revize edip, yeni sisteme sahip çıkmaları gerektiğine inanıyorum.

***

Diğer bir mevzu, tüm samimiyetimle ifade etmeliyim ki, CHP Sayın İnce ile en etkili Cumhurbaşkanı adayını belirlemiştir. Ancak, ne yazık ki Sayın İnce, CHP kurultayındaki genel başkanlık yarışının etkisinden kurtulamamıştır. Amerikalıların kendisini araması ve Apolet sökme meseleleri, muhalefet oylarını perçinlemiş, Cumhur ittifakından gelebilecek oyları perdelemiştir. 2-3 puanının hayati önemi olduğu seçimlerde bence gereksiz polemiklere girmiştir.

Ayrıca Sayın İnce’nin “Erdoğan kaportasına talip, ben robotun beynini yapmaya talibim” propagandası da bir hayli müspet, yerinde ve etkili. İnanıyorum ki her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının heyecanla olmasını istediği ve beklediği icraatlar.

Ancak, dâhili ve harici bedhahların peydahlandığı, vesayet odaklarının kol gezdiği bir ülkede yaşadığımız gerçeğini görmezden gelemeyiz. Bu sebeple tam bağımsız ve güçlü bir Devlet olamadan, üzgünüm ki talip olduğumuzu yap tır maz lar!

Nice mühendislerimizin intihar ettiğini! Nicelerinin de uçağı düşerek! can verdiğini, unuttunuz mu yoksa?

Nokta koyduğumuz yere dönecek olursak, “insanlara sağlığı Allah (c.c) verir, Hürriyeti ise önce Allah(c.c) nasip eder, sonrasında ise güçlü DEVLET mümkün kılar”. O yüzden vesayetlerden kurtulup bağımsız bir Devlet olamadan ne üretebiliriz, nede memura işçiye verilen zammın keyfini sürebiliriz.

Yazımı MHP ve Lideri Sayın Bahçeli ile bitirmek istiyorum. “Parlamenter sistemin revize edilerek güçlendirilmesinden yanayım” diyerek yola çıkan Sayın Bahçeli, Cumhur Başkanlığı Hükümet Sisteminin şekillenmesinde önemli bir katkı sağlamıştır. Hayata geçmesi noktasında da Cumhur İttifakı ile kararlı bir şekilde devam etmektedir. Ayrıca gerek içeride gerekse de dışarıda, Ülke güvenliğine büyük bir önem vererek, gövdesini taşın altına koymuştur.

Kısaca Milliyetçi Hareket Partisi“Ülkem için her şeye değer” sloganıyla hareket etmekte, Seçim beyannamesinde ağırlıklı olarak Güçlü bir TÜRKİYE vaat etmektedir.

Saygılarımla…

Yazarın Diğer Yazıları