Denizbank tarafından sahil kentlerini ile ilgili araştırmalar yapan www.belediyedeniz.com adlı haber sitesinin bu haftaki kenti ve konuğu Akçakoca Belediye Başkanı Cüneyt Yemenici oldu.
Belediyedeniz ekibi bu hafta Türkiye’nin parlayan şehri Akçakoca’da. Fındığı ve turizmiyle adını duyurmuş, Düzce’ye bağlı şirin bir ilçe olan Akçakoca, denizden şehre baktığınızda gerçekten parlayan bir kenttir. Geçmişte de bu şehir hep böyle anılmış.
Akçakoca’yı en iyi bilenlerden birinin kapısını çaldık. Akçakoca Belediye Başkanı Cüneyt Yemenici ile uzun bir sohbet gerçekleştirdik. Bize kendini ve kentini anlatmasını istedik…
Şimdi sözü Belediye Başkanı Yemenici’ye bırakalım…
Bizans’ın ve Osmanlı’nın hakimiyet sürdüğü topraklardır burası. Akçakoca, eski dönemlerde deniz ticaretinin yapıldığı noktalardandır. Ceneviz Kalesi buradadır. Akçakoca’nın tarihi kayıtlarda ismi Diapolis olarak geçiyor ve Osmanlı döneminde Akçaşar diyorlar. Dia, parlak anlamına geliyor ve deniz yollarında gemiler seyir halindeyken Akçakoca’nın falez ve yarlarına baktıklarında sahil bandını parlak olarak görüyorlar. Parlak Şehir olarak anılıyor, Osmanlıya geçtiğinde de Akçaşar ve Akçaşehir oluyor. Cumhuriyet döneminden sonra Akşehir’le karıştırılmaya başlanıyor. Bu yüzden bizim ismimiz bir milletvekilinin önerisiyle Akçakoca Bey’in ismi olarak veriliyor. Karışıklıkta Akçakoca Bey’in isminin verilmesiyle çözülmüştür. Tarihi olarak Akçakoca Bey burayı fethetmemiştir, İzmit ve Kandıra taraflarını fethetmiştir. Bizim bölgemiz Konuralp Gazi ve Abdurrahman Gazi fethedilmiştir.
Tarihte ilçemizin bir başka önemli bir özelliği de Kurtuluş Savaşı sırasında silah sevkiyatının yapıldığı iki noktadan biri olmasıdır. Bir tanesi İnebolu, bir diğeri Akçakoca. Bu pek bilinmiyor çünkü Akçakoca o dönemde Kastamonu sancağına bağlı. Bu yüzden buradan yapılan sevkiyatlar İnebolu’ya yazılıyor. Buna rağmen 1936 yılında Mareşal Fevzi Çakmak Paşa Genel Kurmay Başkanlığı yaptığı dönemde Akçakoca’nın mücadeleye desteğini biliyor ve bizlere bir berat gönderiyor. Kurtuluş Savaşı sırasında Afyon tepelerinde kullanılan bir tane de topu ilçemize hediye ediyor. Şu an merkezimizde bulunan Akçakoca Bey, Konuralp Gazi ve Abdurrahman Gazi anıtının önünde sergilenmektedir.
Akçakoca’nın nüfusu nedir?
Tabela nüfus 25 bin 600, fiili nüfus 32-33 binlerde. 43 köyümüz var onlarla birlikte 38 bin nüfusumuz oluyor. Mayıs ayı ile beraber nüfus 4-5 kat artıyor. Birçok yazlık sitemiz var, oradaki insanlarımız da doğalgazın gelmesiyle berber kışın da kalmaya başladı.
Fındık. Akçakoca fındığa endeksli bir hayat sürer. Bunu balıkçılık ve turizm takip ediyor. Sonuçta Akçakoca bir turizm ilçesi. 1952 yılında daha Türkiye’de Turizm Bakanlığı yokken, Akçakocalı büyüklerimiz Turizm Tanıtma Derneğini kurmuşlar ve hala aktif olarak faaliyetlerine devam ediyor. Akçakoca 1970 ve 1980’li yıllarda karavan turizminin altın çağını yaşamıştır. Özellikle Hollanda’dan, Almanya’dan, Belçika’dan yüksek oranda karavanlı turist gelişmiştir. Bugün hala kamping alanlarımız var ve isimlerini de gelen turistlerin yörelerinden almışlar. Hala geliyorlar fakat eskisi kadar değil.
Sebebi şu, şimdi turizm kavramı farklı bir boyuta geldi. Sezonun uzun olduğu Ege ve Güney keşfedilince yabancı turistlerin turizme bakış açısı da değişti. Bugün ‘Hiç yabancı turist gelmiyor’ diyemeyiz ama ağırlıklı olarak yerli turistimiz var. Özellikle İstanbul, Ankara, Bursa, Bolu, Düzce gibi yerlerden hafta sonları Akçakoca’ya geliyorlar.
Akçakoca’nın turizmde bu kadar önce çıkmasının nedeni nedir?
Öncelikle Akçakoca’nın kumu özel bir kumdur. Buraya özgüdür ve gridir. Başka bir yerde bulamayacağınız bir kumdur. Gri kum vücuda yapışmaz ve hemen dökülür. 30 kilometrelik sahil bandımız var, ayrıca Karadeniz’in ilk mavi bayraklı plajı Akçakoca’dadır. Bunun dışında önemli tarihi noktalara sahibiz. Ceneviz Kalesi en önemli değerimiz. Çivisiz Çantı Camiimiz vardır. Çayağzı Mahallemizde bulunan bir camiimiz daha vardır. Bu iki camii bizlere Osmanlı’dan kalmadır. Yukarı Mahalle, Cumhuriyet Mahallesi ve Orhangazi Mahallesi bunlar kentsel sit alanlarıdır. 140’a yakın tescilli binamız var. Aktaş Şelalesi, Sarı Yayla Şelalesi, Kurugöl Kanyonu, Fakıllı Mağarası,Tahirli Şelalesi ve Akkaya Mesire alanımız var. Trekking alanlarımız meşhurdur. Yani Akçakoca’nın turizmde önce çıkmasının bir tane nedeni yoktur. Tarihi, doğası, denizi ve kumuyla bir bütündür.
Sembol dediğimiz zaman, Akçakoca’ya geldiğinde herkesin aklında Merkez Camii kalır. O mimari yapısıyla beraber unutulmaz. Ceneviz Kalesi akılda kalır. Son dönemde de Yukarı Mahalle Tarihi Pazarımız herkesin gezdiği ve güzel hatırladığı bir yer. Bir de sıkça kumumuzu duyuyoruz, kumu unutamıyorlar. Benim duyduğum kadarıyla simgesel olarak akılda hep ‘Çok ilginç bir camiiniz var’ oluyor.
Şimdi Yat limanı projemiz var, şu an merkez balıkçı barınağımız olan bölgede Karadeniz bandında bir ilk olacak yat limanını hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu yüzden balıkçı barınaklarımız taşınıyor ve temmuz ayında projemizin ihalesini gerçekleştiriyoruz. Yat limanımız özellikle yelkenli ve orta ölçekli yatların bağlandığı bir nokta olacak. Yeni bir balıkçı barınağı yapacağız. Onun hemen üzerine kentsel dönüşüm çalışması yapacağız böylece kentimizin en ölü alanı yaşar hale gelecek.
Bugün Akçakoca’nın hiçbir şekilde altyapı sorunu kalmadı, tümünü çözdük. Şimdi içme suyu tesisimiz tamamlanıyor.
Düzce Üniversitesi ile beraber Akçakoca’da bir kampüs kurduk ve Akçakoca’yı eğitim şehri yapmak için ilk taşı koyduk.
Benim için spor vücudun gıdasıdır. Spor insanın ruhunu dinlendirir, bu yüzden tüm çalışmalarımızda spora öncelik verdik. Akçakoca’ya iki tane 4’lü semt sahası kazandırdık. Bin kişilik bir kapalı spor salonu inşa ediyoruz.
Metal ihtisas sanayi bölgesi kuruyoruz. Turizm ve sanayi beraber ilerleyecek ama birbirlerinden uzakta.
Karadeniz dalgalı ve tehlikeli bir denizdir. Bu yüzden Akçakoca’nın daha güvenli bir denizinin olması için ilk kez bizim dönemimizde 15 tane jet skili cankurtaran ekipleri kurduk.
Akçakoca’da yapılabilecekler belli. Burası bir ilçe, burayı büyükşehirdeki imkanlarla, ildeki imkanlarla kıyaslayamayız. Sosyal anlamda Akçakoca’nın altyapısının kendi ölçeğindeki ilçelerin üzerinde olduğuna inanıyorum. İl merkezine yakın olmasının bir avantajı olarak, gençlerimiz ile gidiyor. Bunun dışında kültürel ve sanatsal faaliyetlerimiz oluyor. Spor konusunda açık kapalı alanlarımız var, şimdi bir kültür merkezi kuracağız.
Tek bir ayağa bağlı kalırsanız bu gelişim için mantıklı olmaz. Çünkü o ayak yorulursa, sendelersiniz. Bu yüzden birkaç ayak üzerinde durmalı. Turizm, tarım, sanayi, eğitim hepsi Akçakoca’da var. Zaman zaman turizm yavaşlar, fındık ve üniversite ile sanayi onu destekler. Fındık az olur, turizm onu destekler. Tüm yumurtaları aynı sepete koyarsanız, sepetin altı düştüğünde bütün yumurtalarınızdan olursunuz. O yüzden yumurtalarınızın sepetlerini bölmeniz lazım. Hem turizm hem tarım, hem eğitim, hem de ÇED gerektirmeyen sanayi ilçesiyiz.
“Akçakoca Karadeniz’in incisi çünkü…” dersek neyle tamamlarsanız?
Bir sürü çünkü koyabiliriz, çünkü Akçakoca geçmişinden beri turizmi bilen bir ilçe.
Şehrin batı aksında turizm gelişiyor. Güney aksında kamu yatırımları artıyor, doğu aksında sanayi ve üniversite olarak gelişiyor. Akçakoca’ya bütün olarak bakarsanız, her alana her yatırıma açık haldedir. Akçakoca kendi ölçeğindeki ilçelere göre biraz pahalı olabilir ama yatırımın karşılığını veren bir ilçedir.
Öncelikle sahilde bir yürüyüş yapılmalıdır. Sonra iddialıyız, en lezzetli balığın piştiği yerlerden biriyiz. O yüzden balık yenmesi gerekiyor. Hafta sonu geldiğiniz zaman da Yukarı Mahalle’de kurulan yöresel pazarımızdaki yöresel lezzetleri özellikle melengüççeği tatlısını ve mancarlı pidemizi tatmanız lazım.
Eczacısınız, farmakolojik olarak her gramın önemi vardır. Peki, özel hayatınızda da bu gramların önemini ve uyumunu önemsiyor musunuz?
Mesleki olarak eğer ilacın dozunu kaçırırsanız, bir insanı öldürebilirsiniz. Ama başkanlık makamında hizmeti dolu dolu vermeyi öncelik belirleyen biriyim. Bu yüzden bazen dozunu kaçırdığımız oluyor ama kimseye zarar vermedik. İlaç eşittir, doz. Doz fazla olursa zehir, az olursa tedavi etmez. Bu yüzden özel hayatımda her şeyi dozunda yapmaya gayret ediyorum.
Sporcu bir yapım var, sporla aramda iyidir. Basketbol oynarım, masa tenisi oynuyorum. Lise ve üniversite hayatımda futbol takımında kalecilik yaptım. Atış merakım vardır, atıcılıkla ilgilenirim.
Balık tutmayı severim. Coğrafyaya ve tarihe meraklıyımdır. Tarihi yerleri gezmeyi severim.
İyi bir Fenerbahçeliyimdir.
Kitap okumaya gayret ediyorum ama vakit ayıramıyorum. Eşimin ve çocuğumun zorlamasıyla akşamları kitap okuyoruz.
Mehmet Akif, Necip Fazıl, Cemil Meriç, Sezai Karakoç bunlar… Ayrıca İstiklal Marşı’nın benim için ayrı bir yeri vardır, ben orada sadece geçmişi görmüyorum. Geleceğin ikazını da görüyorum.