akçakocaakçakoca haberakçakoca gazetesihaber akçakocaakçakoca son dakika
DOLAR
32,3122
EURO
35,0643
ALTIN
2.278,43
BIST
9.012,04
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

Bir Tatlı Huzur

28.01.2018 18:23
515
A+
A-

İlkokul sıralarından aklımızda kalan en güzel anı okuma fişleri olsa gerek. Hani “Ali’nin top attığı, Işıl’ın ılık süt içtiği” günler. Okumayı söktüğümüzde yakamıza takılan kırmızı kurdelenin mutluluğu da unutulmazlar arasındadır.

Ahh! o bir an evvel okul yıllarını bitirip de hayata atılmaya sabırsızlandığımız, şimdilerde ise özlemle andığımız günler.

***

Başlıktan ve girişten de anlaşılacağı üzere bu hafta siyaset yerine felsefe yapmak istiyordum.

Ancak felsefenin de, “hayati ihtiyaçlarını gidermiş, düşünmeye vakit bulmuş insanlarca yapılan bir etkinlik” olduğunu öğrenince açıkçası biraz iştahım kaçtı.

Esasında, buraya kadar yazdıklarım, ünlü filozof Platon’un kendisine sorulan “İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nedir? ” sorusuna verdiği cevaplardır. Ne demiş Üstat?

  • İnsanlar, Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler. Yarından endişe ederken bugünü unuturlar. Dolayısıyla ne bugünü ne de yarını yaşarlar.

Size de öyle olmuyor mu? Çocukluktan sıkılıp çocukluğunuzu özlemiyor musunuz? Çocuklarınız için yarından endişe duymuyor musunuz?

O halde üstadın önerisine de bir göz atalım.

  • Önemli olan; hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır.

Ne kadar iştahım kaçsa da, ne pahasına da olursa olsun, bu günlerde neye ihtiyacımız olduğu konusunda, kendimi düşünmek zorunda hissettim. İhtiyacımızın,  nihavent kıvamında “bir tatlı huzur” olduğu kanaatine vardım.

İnanın huzur için, çok şeye sahip olmaya da, almak için Kalamış’a kadar gitme zahmetinde bulunmaya da gerek yoktur.

Yapmamız gereken öncelikle,  herkesin kendince bir fikri olduğu, dolayısıyla her fikrin de kendince doğruluk payı olduğunu bilmeliyiz. Bilmeliyiz ki, farklı fikir sahibi insanları değiştirmek yerine farklı fikirleriyle kabul edebilmeliyiz.

Her kesin kendi düşüncesinin doğru olarak gördüğü, karşısındakine hak vermek yerine tartışmayı seçtiği, tartışmayı da geçtim sataşmaya doğru gittiği bir ortamdayız. Daha açık olarak, tam bir yıl önce yazdığım “Okuyamama Hastalığı” başlıklı ilkyazımda bahsettiğim gibi, maalesef herkesin “bildiğini okuduğu” bir dönemdeyiz. Huzurlu kalmak istiyorsak bundan ivedilikle vazgeçmeliyiz.

Sonrasında ise, olmadık kişilerin ve haberlerin gazına gelerek sorun üretmek yerine, çözüm üretebilen bir toplum haline gelebilmeliyiz.

Bu konu üzerine; Temel’e benzin fiyatlarının zamlandığını söylemişler. “Bağa fark etmez uşağum, zamdan önce içiyüzliralukalayidim, zamdan sonrada içiyüzliralıkalacağum” demesi gibi mi yapmak lazım(!) bilmiyorum ama, herkesi kendi aklının ve fikrinin saymanı olmaya davet ediyorum.

***

Herkesin gözünün kulağının Afrin’de olduğu şu günlerde, bizim ve bölge insanının huzurlu olabilmesi için, “Ülke çıksın diye dardan candan geçtiler candan” dedirten aslan Mehmetçiklerimiz dosta güven düşmana korku vermektedir. Allah’ım ordumuzu muzaffer eylesin, ayaklarına taş değdirmesin.

Bu hassas dönemde ne olur kimse, onların yüzü suyu hürmetine “ama” ile devam eden cümle kurmasın…

 

 

Yazarın Diğer Yazıları