Değerli hocamız Arif Güngör Bey’in ,Düzce Üniversitesi Akçakoca Yerleşkesi Medya Gurubu öğrencileri için düzenlemiş olduğu çalışma gezisine ben ve Akçakoca’mızın mahalli basınından kıymetli meslektaşım sayın ÖzdalAlas beyle birlikte katıldık. Rehberliğimizi bizzat Otur bu turun sahibi sayın Ömer Özcan bey yaptı.
Bu arkadaşımız üniversite öğrencileriyle çok iyi diyalog kurması ve kendinden örnekler vererek onların gelecek planlarında turizmin ne kadar önemli olduğunu aktarması güzeldi. İlk durağımız Tarak’lıydı. Gerek basına yansıyanlardan gerekse bir önceki belediye başkanımız Fikret Beyin buraya yapmış olduğu gezilerin bizlere yansımasından kalan bir imaj kafamızda vardı.
Kasabanın girişi ve ilk andaki şehir merkezinin görüntüsü bizleri biraz hayal kırıklığına uğrattı. Karşılaştığımız bir polis memuru otobüsümüzü çekebileceğimiz ,bu iş için düzenlenmiş oldukça geniş bir park alanına bizi yönlendirdi .Bir belediye görevlisi bizi karşıladı ve eşlik etti. Belediye ye vardığımızda emin olun ,burası mı demekten kendimizi alamadık. Biz ana cadde üzerine haşmetli bir yapı beklerken tam aksine mahalle arasında ,bitişik nizam çok sıradan bir yapı. Bizi Başkan bey şehir olduğunu ve başkan adına hoşgeldiniz diyen belediye başkan yardımcısı karşıladı .Çok sıcak bir karşılamadan sonra ,Taraklı mucizesini anlamak için sayın başkan yardımcısını soru yağmuruna tutuyoruz. Bir dizi filmin Taraklıda çekilmiş olması burayı tanıtmada çok yardımcı olmuş. Hatta işin gerçeği ,Taraklı’da o esnada alt yapı çalışmalarının yoğunluğu nedeniyle dizinin büyük bir bölümü Mudurnu’da çekilmiş.İkinci akılda kalan önemli konu belediyede sosyal medyayı çok iyi kullanan bir ekibin olması.Özellikledeinstigram kullanımındaki başarıları Tarak’lıyı bir anda iç turizmin önemli destinasyonlarından biri haline getirmiş. Taraklı konaklarını ziyaret ediyor ve bir sonraki durağımız Göynük’e doğru yola koyuluyoruz. Eski vilayetimiz olan Bolunun bu kenarda kalmış ilçesi Göynük bu gezimizin favori durağı oldu. Göynük yüksek tepelerin eteğinde bir vadi içine kurulmuş beş bin nüfuslu bir şehir merkezine sahip. Şehrin ortasından bir ırmak akıyor .Haliyle belli dönemlerde su azalıyor, genelde su iyi aksın diye dere yatağı eğimli yapılır. Burada ise daha ilerisi düşünülerek su azda olsa yinede kuvetli bir şekilde akışı sağlayıp dere yatağının sürekli temiz kalması için ortaya rigol yapılmış. Şehir merkezine vardığımızda bizi belediyenin görevlendirmiş olduğu bir bayan yetkili karşıladı ve yemeğimizi yiyeceğimiz lokantamıza kadar eşlik etti.
Emin olun abartmıyorum .Akçakoca dahil yemek yenebilecek en kaliteli yerlerden biri. Öncelikle çok çeşitli bir menü seçimi yapılmış, her bir yemek yörenin özelliklerini taşıyor . Biz artık yeter demekten kendimizi alamadık ve kişi başı20TL gibi bir ücret olduğunu duyunca şaşkınlığımız dahada arttı. En az 8 kap belki daha fazla yemek ,hem bol hemde çok kaliteli. Ayrıcada otantik ,başka yerde kolayca bulamayacağınız tatda. Biz böylesine güzel bir lokantayı keşfetmenin keyfini yaşarken , masanın üzerindeki camın altında onlarca üzerinde birşeyler yazan kağıt parçalarını farkediyoruz ve o zaman anlıyoruz ki burasını biz keşfetmekte çok geç kalmışız. Değil yurt içi, yurt dışından bile bir çok insan burada yemek yemiş ve beğenilerini kağıda dökme ihtiyacı hissetmişler.
Bu güzel yemekten sonra Belediyenin görevlendirdiği rehberimiz eşliğinde tarihi mekanları gezmeye başlıyoruz. Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemsettin’in mezarının bulunduğu mevkiye geliyoruz. Rehberimiz uzun uzun yörenin tarihi değerlerini anlatıyor ve bizleri bilgilendiriyor. Bu arada ben ikinci şokumu yaşıyorum. Ahşap girişli iki adet yer altı tuvaleti ,dışardan bakınca dikkat çekmeyen bir tarz. Merdivenlerden temkinli iniyorum ,ne zaman burnuma bir koku gelmeye başlayacak diye. Yok koku falan yok birden yanlış bir yere mi geldim diye tereddüt bile ettim. Evet değerli hemşerilerim Göynük 5 bin nüfuslu ,turizmle tanışması çok yeni ama halk tuvaletleri 5 yıldızlı otelden aşağı değil belkide daha temiz ve lüks üstelik bedava.
Değerli hemşerilerim insan ister istemez kendi kendine soruyor ,benim ilçemde beş yıldız otel var,dört ve üç yıldızlı oteller var ,muhteşem restaurant ve cafeler var ,niye Göynük gibi bir halk tuvaletimiz yok, niye belediyemizin bir turizm veya halkla ilişkiler yetkilisi gelen turları karşılayıp bir hoşgeldiniz demez Akçakocamızı tanıtmaz .
Bu duygularla Mudurnu’nun yolunu tutuyoruz.Zamanımızın kısıtlı olması dolayısı ile buraya fazla zaman ayıramıyoruz ama buradada iki olay hafızamıza kazındı.
Bunları da sizlerle paylaşmak isterim.Birincisi ahalinin misafirperverliği,herkes hoşgeldiniz demeden geçmiyor. Diğeri ise saat altı olmasına rağmen bizi bekleyen belediye başkanı.Belediye binasına giriyoruz ve başkanın odasına doğru yol alıyoruz. Ancakortada oda falan yok,merdivenlerin sağında ve solunda daire amirlerine ayrılmış masalar var. En üst kata çıktığımızda yine aynı konsept,başkan da açıkta ! Kapı falan yok.Merakımızı gizleyemedik ve sayın başkana bunun anlamını sorduk. Bize bizde herşey açık,bizim halktan gizli birşeyimiz olmaz diye açıkladı. Daha sonra meclis toplantılarınında bu konsept içerisinde yapıldığını ve hatta toplantıdan birkaç gün önce esnaflara toplantının yapılacağının ilan edildiğini ve böylece hem dedikoduların önüne geçilmiş olduğunu ,hemde vatandaşın belediye hizmetlerine ilgisinin arttığını söyledi. Başkan bizi belediyenin önüne kadar uğurladı. Gezip gördüğümüz ve bazı dersler çıkardığımız turun bizde bıraktığı duygularla Akçakoca’mızın yolunu tuttuk.
Değerli hemşerilerim, benim bu geziden çıkardığım en önemli sonuç, inanç ve mütevazi olmak.
Sevgiler, saygılar.
