Yukarıdaki soruya hemen ve peşinen cevap verelim. HUKUK HERKESE LAZIM. Ya da başka bir ifadeyle hukuk bir gün herkese lazım olacaktır.
Bizim gibi henüz demokrasisi-hukuku oturmamış ülkelerde, gücü elinde bulunduranlar hukuku pek de önemsemezler. Hukuku bir silah gibi kullanarak muhalif kesimleri bertaraf etmekte araç olarak görürler. Güç hiçbir zaman ellerinden gitmeyecekmiş gibi davranarak hukuku eğip bükerler.
Bizim gibi ülkelerde en üste olmak aslında en fazla tehlikede olmayı da beraberinde getirir. Çünkü oturmamış sistem bir anda ters düz olur. Ortaklıklar-ittifaklar düşmanlığa dönüşebilir.
Hukuk bir başka guruba karşı mücadele için düzenleyenler. Alta düştüklerinde kendi yaptıkları düzenlemelerden şikâyet eder hale gelebilirler.
1980 sonrası askerler tarafından oluşturulan hukuk sistemi, askerlere karşı kullanıldığında, askerler hukukun ne kadar gerekli olduğunu anladılar. O günlerde, cemaat mensupları askerlere yapılan hukuksuzlukları alkışlıyordu. Askerlere karşı hukuksuz, hukuk sistemini kullanan cemaat bu gün aynı hukuksuzluklar kendilerine yapılırken hukukun ne anlama geldiğini anladı.
İnsanların hukukun değerini anlaması için, elindeki gücü kaybedip gücü eline geçiren tarafından kendisine hukuksuzluk yapılmasını beklemesi ne kötü bir alışkanlıktır ki bir türlü kurtulamıyoruz.
Bugün gücü elinde bulunduranların, hukukun değerini anlaması için hukuk kullanılarak mağdur edilmeyi beklememesi gerekir.
Kendisine yapılan haksızlığa hukuksuzluğa karşı durmak içgüdüsel bir davranıştır. Demokrat ve çağdaş tavır kendisi gibi düşünmeyenlere hatta kendisiyle mücadele içinde olan rakiplerine bile hukuksuzluk yapılırken karşı durabilmektir.
Ülkemiz bu anlamda bir laboratuar ortamı gibi bize veriler vermektedir. Sorun yaşananları anlayıp ders almak veya almamak noktasında düğümleniyor.
Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü üzerinde hep birlikte mutabık olmalıyız. Bu kısır döngüden bir an önce çıkıp hukuk güvenliği içinde yaşamalıyız.