akçakocaakçakoca haberakçakoca gazetesihaber akçakocaakçakoca son dakika
DOLAR
32,4933
EURO
34,7433
ALTIN
2.421,74
BIST
9.673,84
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Az Bulutlu
19°C

Abdurrahmani Çelebi

Koyunun Olmadığı Yerde Keçiye Abdurrahman Çelebi Derler

    100. Yıl Şerefine Çanakkale Gezisi

    28.01.2015 20:38
    1.963
    A+
    A-

    Düşündüğüm ruh halinin kat kat üzerinde bir ruh haline büründüm bu topraklara ayak bastığımda. Dedelerimiz bizim bu güne ulaşmamızın savaşını vermişler bu topraklarda. Düşmanlarından daha zayıf, düşmanlarından daha yoksun, düşmanlarından daha aç yalnız düşmanlarının aç olduğu, düşmanlarının yoksun, düşmanlarının daha zayıf olduğu iman ve cesaret inançlarıyla. Onlara kısıtlı imkanlar ile büyük kahraman nasıl olunur göstermiş dedelerimiz. İnsanlık dersleri vermişler savaş meydanında yaralı askeri karşı cepheye taşıyarak. Vatan uğruna, Bayrak uğruna canlarını hiçe sayarak nasıl savaşılır onu öğretmişler. İman gücünü hiçbir gücün yenemeyeceği defalarca kanıtlamışlar.
    Bu topraklar neler görmüş, bu ağaçlar nelere şahit olmuştur. Bir dile gelseler kim bilir neler anlatırlar. Gecelerce aç nöbetler tutan, yaralarına aldırmaksızın sancak uğruna çarpışmayı bekleyen nice adsız kahramanları bağırlarına bastı toprağım ağacım. Derlerdi cephanenin azlığı, düşmanın çokluğu gözlerini korkutmadı onların. Yarın ezan seslerinden yoksun, bir bayrağı olmayan milleti düşündü, nelerden mahrum bırakılmış torunlarının yüzlerindeki korku dolu, endişeli bakışları düşündü onlar.
    Conk bayırındaki cepheleri gördün mü? Düşmanları ile burun buruna savaşmış dedelerimiz. O cephelerin içine girip düşmanı ile yüz yüze savaşan kahramanların neler hissettiğini düşünebilir misin? Kolay olmayacak. Onlar zoru başardı, onlar Ezanların dinmeyeceği, Bayrakların inmeyeceği cennet vatanı bizler için savundu o cephelerde. Düşünmediler yaralanmayı, düşünmediler silahlarındaki sayılı mermiyi, düşünmediler ölümü.
    Seyit Onbaşı diye yazılıp Kahraman diye okunan, 275 kg’lık mermiyi topa tek başına yerleştiren askeri duydun mu? Mustafa Kemal Atatürk’ün durumunun kötü olduğunu görüp ‘ sana gazi maaşı bağlamamızı ister misin? ‘ sorusuna yoksulluk çektiği halde verdiği cevabı biliyor musun? ‘ Paşam ben maaş uğruna değil; Vatanım, Bayrağım uğruna savaştım, eğer yardım etmek istiyorsan orman memurlarının odun kesmeme müsaade etmelerine yardımcı ol ‘ dediğini. Asıl mesleği odunculuk olup evlatlarına yaptığı vasiyeti biliyor muydun? ‘ Ben öldükten sonra gazi maaşı bağlamak isterlerse kabul etmeyin. Seyit’in evlatları o öldükten sonra gazi maaşı alıyor dedirtmem. ‘
    Artık toparlayayım yoksa sayfalar sürer düşündüklerimi yazmam. ‘ Şu Boğaz Harbi nedir, var mı ki dünyada eşi? ‘ dedirten yerleri, o toprakları görmeniz dileğimle.

    Yazarın Diğer Yazıları