Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, geçen yılın sonu itibarıyla Türkiye’de ekilen ve dikilen tarım alanı 23 milyon 763 bin hektar, çayır ve mera arazileriyle toplam tarım alanı da 38 milyon 380 bin hektar olarak belirlendi. 2006 yılında Türkiye’nin toplam tarım alanı 40 milyon 493 bin hektar olarak açıklanmıştı.
Özellikle tarım arazilerinin şehirleşmeye açılması, konut ve yaşam alanlarının yapılması sonucunda betonlaşması ile verimli tarım toprağını kaybediyoruz. Tarımsal üretimde kullanılan toprağı betonlaştırdığımız zaman, geri kazanma şansımız yok. Nüfusun sürekli artışı yeni yapılara ihtiyacı arttırmaktadır, insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için konutlara ihtiyaç bulunmaktadır. Ancak bu yapılar tarım arazileri korunarak, tarımda kullanılamayan arazilerin imara açılması şeklinde yapılmalıdır. Tarım arazileri imara açılmamalıdır. Nüfus artışı, aynı zamanda gıdaya olan ihtiyacı da arttırır. Eğer güvenilir gıdaya ulaşamaz isek oturduğumuz evin kalitesi veya büyüklüğü bizi mutlu etmeyecektir. Karnını doyuramamış, yemek istediği gıdaya ulaşamamış bir insanı dünyada mutlu edecek bir şey bulunmamaktadır. Tarımda dışa tam bağımlı hale gelmemek için, tarım arazileri mutlak koruma altına alınmalı, çiftçilerimizin sürdürülebilir tarım yapması sağlanmalıdır.
SON 10 YILDA KAYBOLAN TARIM ALANIMIZ: 2.113.000 HEKTAR = 21.130.000 DEKAR
Kaybedilen bu arazilerin Buğday olduğunu varsayalım, yaklaşık 6 milyon ton ediyor. Ülkemizin buğday üretimi ortalama 20 milyon ton civarında.
Kaybedilen bu arazilerin Arpa olduğunu varsayalım, yaklaşık 7 milyon ton ediyor. Ülkemiz Arpa üretimi ortalama 7 milyon ton civarında.
Kaybedilen bu arazilerin Fındık olduğunu düşünemeyiz çünkü zaten fındık dikili alanımız 705.000 hektar civarındadır. Son 10 yılda tarım dışına çıkan arazimiz toplam fındık alanımızın 3 katıdır.
“Son ağaç kesildiğinde, Son nehir kuruduğunda, Son balık avlandığında, İşte o zaman paranın yenmediğini anlayacağız”