Sarı Çizmeli Mehmet Ağa / Bozulan Dengeler – II
Tarih 1071. Ayladan Ağustos, günlerden Cuma. Gün doğmadan evvel iklim-i Rum’a… Sultan Alp Arslan’ın idaresinde ki Selçuklu Ordusu kendisinden 3 kat büyük Bizans ordusunu mağlup eder. Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması süreci başlar. Bugünkü Türkiye’nin temelleri atılır. Daha sonraki yıllardan günümüze kadar, Türkleri Anadolu’dan çıkarmak için Haçlı seferlerinin ardı arkası kesilmez…
Bu gün yaşananlar da, dünkü haçlı seferlerinin devamıdır. Başarılı bir şekilde yürütülen Barış Pınarı Harekâtı, turnusol kâğıdı gibi dostumuzu düşmanımızı gözler önüne koymaktadır. Düşman safına, bir bir katılan devletlerin yanında, UEFA, FİFA miba gibi önemli sivil kuruluşlarda müdahil olmak için fırsat kollamaktadır. Öyle ya, diğerlerinin yaptığı selamlamalara fransız kalan UEFA, Millilerimizin asker selamına soruşturma başlatmıştır.
Görüldüğü üzere düşmanımız o kadar çoktur ki! Ama şükürler olsun, Cenabı Hak “bu Milletin kaderine her daim azken çoğa karşı galip gelmeyi yazmıştır”.
Yazının girişi, biraz başlığından bağımsız kaldı. Mamafih, Kahraman Mehmetçiğimize “asker selamı” çakmadan konu başlıklarına geçmek olmazdı. Allah, Şanlı Ordumuzun yar ve yardımcısı olsun…
Çakı gibi bir asker selamı verdikten sonra artık konu başlığıma geçebilirim.
Psikolojik Denge …
Her gün muhakkak dolandırıcılık, kadın cinayeti, çocuk istismarı ve hatta diğer canlılara şiddet gibi bizleri derinden sarsan haberlerle karşılaşıyoruz. Giderek toplumsal psikolojimizin ve ruh sağlığımızın bozulduğuna yakından şahit oluyoruz. Maalesef kınamaktan ve idam istemekten öteye de gidemiyoruz…
Bu tür olayların önüne geçebilmek için neler yapılabileceğine kısaca değinmek istiyorum.
Ruh sağlığı bozulan vatandaşlarımızın çok azı herhangi bir uzmana müracaat ettiği, yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur. Bu durumda, öncelikle Ruh sağlığı alanında hizmet veren ve hizmet alan bireylerin haklarının belirlenmesi, bozulan psikolojik dengemizin vakit geçmeden tedavi edilmesi gerekmektedir. Psikologlarında ısrarla istediği ruh sağlığı yasası acilen hayata geçirilmelidir.
Özellikle cinayetler, istismarlar gibi olayların ardından idam cezası istendiğine, siyasilerin “önümüze gelirse imzalarız” dediğine şahit oluyoruz. Ne hikmetse önlerine bir türlü getirmiyoruz! Bari idam önünüze gelmiyor, mevcut yasaları düzgün işlemesini sağlayın. Şartlı tahliye ile salıvermeler, saçma sapan indirimler, beraberinde cezaların uygulanmadığı beklentisi oluşturmakta, suç işleme eğilimlerinin atmasına neden olmaktadır…
Esasında psikolojimizin bozulmasına, şiddet olaylarının veya yüz kızartıcı suçların yaşanmasına neden olan, yoğun şehirleşme oranımızın artmasıdır. Yani, tarımın bitmesi, taşımalı eğitim sistemi ile köy okullarının kapanması vs gibi sebeplerle şehirlere olan göç dalgası, kültürel, sosyolojik ve psikolojik sorunları da beraberinde getirmektedir. Şehirlerden köylere geri dönüşün sağlanması, bir çok sorunun önüne geçilmesinde önemli rol oynayacaktır…
Şimdi başlık arası.
Sarı Çizmeli Mehmet Ağa…
Bir önceki bölümde, Akçakoca MHP’li Belediye Başkanı seçtiği için cezaya bırakıldığı iddiasına katılmadığımı belirtmiştim. Bence, Akçakoca seçim tercihinin değil, Mehmet Okan YANMAZ ve ekibinin yaptığı hataların faturasını ödemektedir. Şöyle ki; benim bildiğim seçim sathında her şey mubah, 31 Marttan sonra günahtır. Belediyenin borçlarını İlçenin merkezine afiş yapıp astırmışlardı. Bu hareketi, Ak Partili Cüneyt Başkan, CHP’li Fikret Başkan’a dahi yapmamış, Akçakoca’ya daha fazla ne hizmeti yaparım mesaisine başlamıştı.
Ayrıca, sel felaketinde Akçakoca’da en çok ihtiyacımız olan birlik ve beraberliği sağlayamadılar. Önceki başkanların manevi desteklerini alacak hamleleri yapamadılar. Hal böyle olunca da, Çay Köprüsü için yüz bin liralık su borusuna dahi muhtaç kaldılar. Beş milyon liralık iller bankası kredisinin de Sayın Ayşe KEŞİR tarafından sağlandığı duyduğum bilgiler arasında.
Çuhalı plajının 50 yıllık lağım sorununu! 1 haftada çözmeleri büyük bir beklenti yarattı, öyle ya 3 gün boyunca manşetler atıldı. Ama Başkan ve ekibi o gün bugün hep sınıfta kaldı. Festival tam bir fiyaskoydu. Harcama eğilimli turist çağrılacağına, kurduğu yabancı esnaf çadırlarından yerli halka yürüyecek alan bırakılmadı. Sarı çizmeleri ayağına giyip plajlarda temizlik yapması ise takdire şayandı. Mitilini Abant Kahvecisine atıp, Belediyeyi oradan yönetmesi elbette ki pek hoş karşılanmadı.
Beş yıl çabuk geçiyor Başkanım, her şeyi yardımcılarınıza bırakmayınız. Hiçbir şey için geç kalınmış değildir. İnanıyorum ki, hayallerinizi hayata geçirecek, Akçakoca’nın 2019 yılında kaybettiklerini yerine koyacaksınız. Aksi halde, arada bir yaptığınız personel ve esnaf ziyaretleri, bir sonraki seçimlerde size fayda sağlamayacaktır.
Bu bölümü de Barış MANÇO ile bitirelim. Yaz dostum, su üstüne yazı yazsan kalır mı? Yaz tahtaya bir daha, tut defteri kitabı, sarı çizmeli Mehmet ağa, bir gün öder hesabı…
III. Bölümde görüşmek üzere. Saygılarımla…
