Şöyle bir etrafınıza bakın.
Siyasetle uğraşan, yerel tipleri bir inceleyin. Bu kişiler arasında ülkesi, devleti ve milleti ile ilgili fikri olan kaç kişi var?
Yerelde siyasetle uğraşan siyaset erbabı, dünyanın gittiği yerle ilgili olarak ne düşünüyor, 100 yıl sonra ilçesini, ilini, ülkesini, dünyayı nerede görüyorlar, nasıl okuyor?
Bu siyasetçiler; üretimin artması ve artan üretimle edinilen faydanın paylaşımı konusunda ne düşünüyor?
Eğitimde ve gelir dağılımındaki eşitliksizliklerin giderilmesi için ne öneriyor?
Kadının eğitimde, çalışma hayatında ve siyasetteki yerini nasıl görüyor?
Hukuk ve adalet ile temel hak ve özgürlüklere, çevreye bakış açısı ne?
Ülke tarihini ve dünya tarihini ne kadar biliyor. Tarih bilinci ile ileriye dönük olarak hangi uyarı ve önerilerini halkla paylaşıyor?
Hayat felsefelerini karlılık mı yoksa doğruluk mu belirliyor.
Yukarıda sorduğum soruları siz kendinizce cevap verin, bende kendimce cevap vereyim ve devam edeyim.
Etrafımızdaki siyaset erbabı için yukarıda sorduğum sorulara olumlu cevap veremiyorum.
İlkeli duruşu nedeniyle liderine bayrak açan, gerekirse bulunduğu konumu terk edebilen yerel siyasetçi görmeyeli çok oldu.
Parti ayrımı da yapmadan ve birkaç istisnayı ayrı tutarak tamamına yakınının lider kabul ettiği kişinin ağzına baktığını, liderin her söylediğini doğru ve tartışmasız emir kabul ettiğini görmek zor değil.
Bu kişiler söylenenin ne olduğuna bakmaksızın sadece kimin söylediğine bakarak değerlendirme yaparlar.
Ülkemizde-İlimizde kendisini siyasetçi olarak görenler aslında siyasetçi falan değiller. Sadece lider kabul ettikleri kişiye yakın durarak, liderin gücünden faydalanmayı amaçlarlar. Siyasette, sosyal-ekonomik hayatta kendisine avantaj sağlamak esas faaliyet alanlarıdır.
Liderinin söylediğini bire bir papağan gibi bize satmaya çalışan yerel siyasetçi, kendinden de bir şey katmadığı için boşa yoruluyor. Çünkü bugünkü iletişim çağında insanlar televizyondan, birinci ağızdan her şeyi duyuyor ve görüyorlar. (zaten yerel siyasetçi de aynı yerden duyup, duyduklarını satışa çıkarıyor)
Son bir tespit: bu kişiler, liderlerini de sevmezler aslında, sevdikleri gölgesinden faydalandıkları güçtür.
Güç bir biçimde el değiştirdiğinde eski liderlerini hemen unutup yeni liderlerinin gölgesinde aynı faaliyetlerine devam ederler.
Parti değişir, lider değişir ama yerel siyasetçiler hemen hemen aynı kalır.
Güçlerinin sınırını kestiremediğim yerel siyasetçilerin, ortalıkta çokça dolaştığı bu günlerde bu düşüncelerimi sizlerle paylaşmak biraz riskli ve heyecan verici oldu.