Bir yaraya merhem olmayı beceremiyorsak hepimiz ölelim kardeşim.
200.000 dönüm alanda fındık üretimi yapılan, nerde ise kayda değer başka üretimi olmayan, 10.000 ailemizin fındık ile doğrudan geçimini sağladığı, bu güzel ilçemizde ;
Bir yaraya merhem olmayı beceremiyorsak hepimiz ölelim kardeşim.
200.000 dönüm alanda fındık üretimi yapılan, nerde ise kayda değer başka üretimi olmayan, 10.000 ailemizin fındık ile doğrudan geçimini sağladığı, bu güzel ilçemizde ;
Toplayıcılıktan Çiftçiliğe geçemiyor, yaptığımız iş artık yağmacılığa dönüşüyorsa suç sadece fındık bahçesi olan insanlarımızın mı?
İnsanımızı örgütlemekle, yön göstermekle, öncü olmakla görevli, bunun için birçok kişinin çalıştırıldığı kurumlar ve kuruluşlar hepten masum mu?
Üreticinin kabahati yok mu?
Tabii ki var. Üretici bakımı yapmıyor, budamaya dikkat etmiyor, zirai mücadeleye önem vermiyor, analiz ile ilgilenmiyor, Fındık fiyatında beklentileri olmayınca bahçeden uzaklaşıyor.
İyi de görevi ilçemiz fındık üretimine katkıda bulunmak, fındık üretimini daha üst seviyelere taşımak olan kurum ve kuruluşlar ile çalışanları sorumlu değil mi?
Fındık ocağı sahibi olmak bir sürü sorumluluk gerektirmekte ve maalesef biz üreticiler bu sorumlulukların bir çoğunu yerine getiremiyoruz.
Ama İlçemizin üretiminin artması, tarımsal gelirimizin yani fındık gelirimizin yükselmesi, köylümüzün fındığından daha fazla verim alması, fındığını daha iyi şartlarda satması, bir araya gelmesinin sağlanması ve bunun gibi birçok amacın gerçekleştirilebilmesi için görevli olan , Kamu Kurum ve kuruluşları ile tüm sivil toplum kuruluşları .
Ne kadar çabalıyoruz ?
Ne kadar üretici ile beraberiz ?
Hangi zamanlarda çiftçinin yanındayız ?
Fındıkta verimi ve kaliteyi artırabilmek için hangi programla, hangi çalışmaları yapıyor, bu çalışmalar için ne kadar bütçe ayırıyoruz ?
2020 yılında çiftçi eğitimi ve öğretimi için, zirai mücadele ve bakım işlerinde öncü olmak için ne kadar ödenek ayırdık?
Mesela son yıllarda üreticinin kabusu olan ve bu gidişle daha uzun yıllar kabusu olacak Amerikan Beyaz Kelebeği ile ilgili ne gibi tedbirler almayı düşünüyoruz ?
Yanlış anlaşılmasın Bu kurum ve kuruluşlar hiç bir şey yapmıyor demiyorum. Amacım da asla bu kuruluşları karalamak değil. Bu kurum ve kuruluşların çalışanları da sorumluları da hepsi birbirinden değerli, çalışkan insanlar.
Tabii ki her kurum üzerine düşen, en azından yapması gereken iş ve işlemleri yapıyor. Ama durduğumuz an, daha ne yapabiliriz diye düşünmediğimiz an, Çare arayıp çabalamadığımız an zarara girdiğimiz an olacaktır.
Oluyor da zaten.
Şimdi diyeceksiniz ki tamam kamu kurum ve kuruluşlarını yazmışsın ama diğer sivil toplum kuruluşları ne alaka?
Olmaz efendim. Eğer bu ilçede bu kadar üretim var, bu kadar kişi doğrudan ve dolaylı olarak fındık üretimi ile geçiniyorsa, bu ilçedeki her sivil toplum kuruluşu az veya çok sorumludur ve çaba göstermelidir.
Akçakoca ilçemizde 3 kişinin çalıştığı pastanede bile 2 çalışanın fındık bahçesi vardır.
O zaman Belediye Başkanlığının, Muhtarların, Şoförler Odasının, Fırıncılar Birliğinin, Taksiciler derneğinin hatta Cami yaptırma ve yaşatma derneklerinin bile İlçemiz fındık üretiminde sorumluluğu ve vebali vardır.
Bir imam gözünden bakarsak ; sonuçta cemaat daha çok kazanacak ki, daha çok hayır ve hasenatta bulunabilsin. Daha fazla gelir sahibi olma imkanı olan insanlara çalışma, çabalama boşver, az kazan az hayır yap diyecek bir din veya inanç yoktur.
Bir öğretmen gözünden bakarsak sonuçta Öğrencilerin velileri daha fazla kazanacak ki, öğrencilerin eğitimine daha fazla para ayıracak, şartlarını iyileştirecek. Paralı, parasız ülkede okuyan herkese aynı eğitimi sağlayabilen bir eğitim sistemi yoktur.
İlçemizde kayda değer başka bir tarımsal üretim olmadığı için, ilçemizde yaşayan üretici olsun veya olmasın herkesin fındığın verimi ve kalitesinin artırılmasında vebali vardır ve herkes elinden geleni yapmalı, daha fazlası için çabalamalıdır.
Demedi demeyin Allah taş eder.