akçakocaakçakoca haberakçakoca gazetesihaber akçakocaakçakoca son dakika
DOLAR
32,5418
EURO
34,9429
ALTIN
2.426,49
BIST
9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
21°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Az Bulutlu
19°C

Erken Teshis ve Dogru Tedavi!

05.07.2017 18:25
481
A+
A-

Vücudumuz son derece kusursuz bir yapıya sahiptir. Ama ne kadar kusursuz olsa da, hastalanması ve dolayısıyla aksaması da bir o kadar normaldir.

Uzmanlara göre, “vücut dilimiz, hastalıkları çözmede oldukça etkili bir yöntemdir”.  Vücudumuz “ağrılar” vasıtasıyla hastalığını bildirir.

Göğüs, boğaz, omuz, kol, bacak gibi ağrılarla aldığımız hastalık haberinin en erken şekilde teşhis ve tedavisine koyulmamız gerekir. Aksi halde ilerleyen hastalıklar vücudumuzun kusursuz yapısını bozar, aksamasına veya ölmesine sebep olur.

Erken hareket edilmesi kadar, doğru teşhis konulması ve düzgün tedavi uygulanması da son derece önemlidir.

Mesela; Nedeni bir türlü belirlenemeyen ağrılar ile, genel olarak belirtileri ve tipik özellikleri, düşünce bozuklukları, ellerde ve ayaklarda uyuşukluklar, ruhsal rahatsızlıklar türünden şikayeti olan hastaya, özel tedavi programı uygulanmalıdır. Hemen ağrı kesici veya antidepresan tedavisi uygulanmaya kalkılırsa, aşırı ilaç hem bağımlılık yapacak hem de böbreklerin iflas etmesine neden olacaktır…

Ülkemizde vücudumuz gibi eşsiz, mükemmel ve kusursuzdur. Çeşitli toplumsal, siyasi ve ekonomik olaylar, vücudumuzda ki ağrılar gibi bazı hastalıkların habercisidir.

Sinsi ve bir o kadar da hain bir şekilde ilerleyerek ekonomik ve siyasi her kurumu saran, kendisine engel olabilecekleri ortadan kaldırmak ve siyasi yönetimi ele geçirmek isteyen korkunç bir hastalık,   15 Temmuz gecesi şiddetli bir ağrıyla kendisini açık etmiştir.

Teşhis konulmuş, her türlü terör unsurlarının inlerine girilmesi tüm ilgililere iletilmiştir. Devlet Millet el ele denmiştir.

Ancak; kararlı bir şekilde sürdürülen tedavi sürecinde “bir takım çarpıntılar, ellerde ve ayaklarda uyuşmalar” nüksetti. Arsa bakmaya ve torun sevmeye gidenlere hipokrat yeminine sadık kalmayanlar tarafından tedavi uygulandı. Milletin silahlarıyla millete nişan alanlar komşuya sığındı, çaresiz kalındı. Tedavi yetersiz kalmaya başladı.

Daha etkili bir tedavi programı için güç kuvvet ne gerekiyorsa seferber edildi,  anayasa değişikliğine de destek verildi. Dosta düşmana birlik mesajları iletildi.

Bu hastalığa, kıyısından köşesinden ortasından, kim bulaşmışsa birbir ayıklanırken, hastalığın asıl ortakları bir bir itirafçı olup dışarılarda gezmesi, ortalığı kasıp “kavuranların” özel raporlarla serbest bırakılmaları ve bu konunun yargının kucağına bırakılması, “aşırı ilaç kullanımı sonucu mide bulantısı” gibi oldu.

Dahası, belli bir tarih milat kabul edilerek bağlarını kesenlerin ayrı tutulup, 60’lı yıllarda ki makbuzların ortalığa serilmesi,  yeni bir depresif durum yarattı ve “hijyen” adı altında yeni kaygıların ve tartışmaların başlamasına neden oldu.

Maalesef, “kaset başa sardı, başladığı yere döndü”. Başka fitnelere zemin hazırladı…

Hele birde, ciğerlerimiz yüksek gerilim tellerine takılıp burun direklerimiz sızladı ya, ağrıların en dayanılmazıydı. Allah’ım milletimize güç versin, sabırlıklar versin, bu tür şiddetli ağrılar sancılar yaşatmasın.

Diliyorum ki, başka Songül’ler solmasın, Aydoğan paşalar, Halisdemirler ve nice Koç yiğitler toprağa düşmesin. Milletimin “ayağına taş gözüne yaş değmesin”…

Kısacası, bu konuların uzmanı değilim, ama inandığım ve bildiğim mevzu “erken teşhis ve doğru tedavi Vatan kurtarır”.

Yazarın Diğer Yazıları