Devlet denen yapı, iktidarlar eliyle kullanılır. İktidarlar kendi politikalarına göre vatandaş tipi oluşturmaya – yetiştirmeye çalışırlar. Vatandaşlar da kendi politik duruşlarına yaşam biçimlerine göre devleti değiştirmeyi amaçlarlar. Burada iki taraflı bir etkileşim vardır.
Ülkemizde iktidar sahipleri, yaptıklarının sorgulanmasını, denetlenmesini, tartışılmasını istemezler. Mutlak itaat eden, her yapılana alkış tutan bir halk topluluğu işlerine gelir. Bunu sağlamanın en kolay yolu da eğitim sisteminde yapılacak ayarlamalardan geçer.
Özel olarak geliştirilen eğitim sistemine rağmen, aileden ve çevreden etkilenerek bu hipnozdan etkilenmeyenler de devleti bunun tam aksi yönde değiştirmeye çalışırlar.
Bir süre sonra, eğitim sisteminin hipnozu ile yetiştirilen, sorgulamayan tartışmayan, milliyetçilik ve inanç gibi etki gücü fazla unsurlarla beslenen kitleler, kolayca sahiplenilebilen hamasetle körüklenen olaylara iktidar yanında tavır koyar hale gelirler.
Mevcut eğitim sistemine rağmen bir biçimde hipnozun etkisi dışında kalarak düşünen ve okuyanlar ise bugün olduğu gibi iktidarla çatışma içerisine girerler.
Tek tip insan yetiştiren eğitim sisteminin ürünü kişiler, bir tarikatta mürit, bir çetede eleman, bir terör örgütünde canlı bomba olmaya varan durumlara düşebilirler.
Geniş halk kitleleri, düşünmeyen tartışmayan bilim ve sanattan uzak kişilerden oluştuğunda, artık yönetmek kolaylaşır.
Bu kişilerin dini ve milli duyguları her türlü hamasete açık hale gelir. Hamasetle kazanılan seçimleri, demokrasi olarak yutturmak kolaylaşır. Seçim kazanmış olmayı her şeyi yapabilmenin anahtarı sayarak aslında demokrasinin en önemli unsuru azınlığın haklarını ve yaşam biçimini korumayı umursamaz hale gelir devlet.
Baskı arttıkça özgürlükler sınırlandırılır. Özellikle de düşünce ve düşündüğünü ifade etme özgürlüğünden korkar olur devlet. Giderek fakirleşir halk, çünkü özgür düşünce ile üretim arasında doğru orantı vardır.
Yüksek teknoloji üretmek ancak sınırlanmamış beyinlerin işidir. Gerçek artı değer ise ileri teknoloji üretiminden geçer. Zenginlik ile özgürlük birbirini kovalar. Baskı ve fakirlik de birbirini.
Lafın tamamının anlatılmasıyla anlayacak olanlar zaten benim yazılarımı okumazlar, o yüzden bu kadarı yeter sizlere anladınız siz onu.
