akçakocaakçakoca haberakçakoca gazetesihaber akçakocaakçakoca son dakika
DOLAR
32,5170
EURO
34,7952
ALTIN
2.427,66
BIST
9.710,63
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Az Bulutlu
19°C

Çoktan Seçmeli Sorular!

23.12.2017 23:21
516
A+
A-

Akşamdan sabaha gündem değişiyor. Gündem bu kadar hızlı değiştikçe de güncel konular üzerinde bir şeyler konuşmak haliyle güçleşiyor. Bende bu hafta çoktan seçmeli soru formatıyla bu güçlüğü aşmaya çalışacağım.

Turp yiyerek, Trump Kudüs kararından döner mi?

Ekonomisi güçlü olan, bir başka ifadeyle parası çok olan devletler uluslar arası arenada söz sahibidirler. Trump, paranın verdiği cesaretle, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını ilan etti.

Peki, nerden geliyor bu değirmenin suyu ?

Dolar, 1971’de değişim aracı olarak kullanılabilen bir para birimine dönüştürüldü. Böylelikle ABD, karşılıksız olarak para basabilen tek ülke olma özelliğine sahip oldu.
Dolayısıyla böylesine muazzam bir güce sahip olan Trump, isminin yazıldığı turpların yenmesinden korkup Kudüs kararından cayması pek mümkün gözükmüyor.

Klavuzu para olana her kapı açık mı?

Referansı tarihten almayı tercih ederim. Konu para olunca da Lidyalıları tek geçerim. İcat ettikleri parayla zengin olmuşlar, tüm ihtiyaçlarını karşılayacaklarını düşünmüşlerdi. Ancak bu zenginliklerine rağmen İsa’nın doğuşunu bile göremeden yıkılmışlardı. Çünkü ücretli askerlik sistemiyle güvenliklerini temin edemediler.
Dolayısıyla, Kudüs kararından caymayan Trump’ın şantajı ve ABD Emperyalizminin tehdidi bir yere kadar sürecekti. Türkiye ve Yemen’in teklifiyle BM Genel Kurulunda yapılan oylama ile dolar büyük bir prestij kaybetti. “Hak batıl”a 128’e 9 galip geldi.

Reza’nın Mahkemesi hukuki mi?

Hayırsever (!!!!) işadamının yakayı ele verme ve sanıklıktan tanıklığa terfi etme süreci, yargılamanın hukuki değil şeytani olduğunu gösteriyor. Bu olaya şeytani tarafından değil de, ahlaki! tarafından bakmaya çalışanlar, Türkiye’nin köşeye sıkıştırılmak istendiğini fark edemiyor.
Tabi bu fark edilemeyişin ardında, Reza’nın Türk Bayrağının önünde ekranlarda ne kadar maharetli(!) işler yaptığının anlattırılması yatıyor.
Tamda bu şeytani yargılama başladığı anda, eş zamanlı olarak bir klasör belgenin ortalığa saçılması ise akıllara başka sorular getiriyor. Acaba eş zamanlı bu eylemler kimler tarafından yönetiliyor veya yönlendiriliyor?
Belgelerin içeriği ise gündemin alevinde buhar olup uçuyor.

Yeni parti ile Türkiye İyi olacak mı?

“Yeniye rağbet etmekte, eskiye rahmet okumakta” üstümüze yoktur.“Gelen gideni mum ile aratır” sözünü de çabuk unutuyoruz.
Yeni kurulan İyi partinin kuruluş aşamasında hazırladığı ön programına bakıldığında bazı şeylerin iyi gitmediğini görüyoruz.
Mesela, Güneydoğu sorununun çözümü için sunulan “eşit vatandaşlık” tanımlaması, ne yerli nede milli bir tanımlamadır. Aynı şekilde “NATO’ya bağlıyız” açıklaması da, bir o kadar manidar ve düşündürücüdür.
Gerçi eleştiriler sonrası bu talihsiz hatalardan vazgeçildi ve programdan çıkartıldı. Ancak, acaba iyi şeyler olacak mı diye takipte kalanların“kulaklarına kar suyu kaçtı” bir kere.
Daha yolun başında istifalar ve görevden uzaklaştırmalar ise, deyim yerindeyse“kestane kabuğundan çıkmış da kabuğunu beğenmemiş”tarzında oldu.

İyi bir “hayır” bloğu oluşuyor diyebilir miyiz?

Geçtiğimiz hafta CHP ve Saadet Partisi genel başkanları ile İyi parti idari üyesi orta doğu konferansında bir araya geldiler. Saadet partisi genel başkanının, “biz bunu bloklaşma diye değil de; Türkiye’nin meselelerini birlikte mütalaa edebileceğimiz bir platform oluşuyor” sözleri, konuyu özetlemiş oldu.
O halde diyebiliriz ki, “Cumhur ittifakı’nın karşısında, çok katılımlı “Muhalefet platformu”oluşuyor.

Saygılarımla…

Yazarın Diğer Yazıları