akçakocaakçakoca haberakçakoca gazetesihaber akçakocaakçakoca son dakika
DOLAR
32,3732
EURO
34,9930
ALTIN
2.325,61
BIST
9.089,01
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
19°C

BİZ BİZE YETERİZ

02.04.2020 17:27
1.170
A+
A-

Her olumsuzlukta market ve alışveriş merkezlerinin ilk boşalan rafları meyve-sebze, makarna, un, bakliyat rafları olmuştur.

Her olumsuzlukta market ve alışveriş merkezlerinin ilk boşalan rafları meyve-sebze, makarna, un, bakliyat rafları olmuştur.

Dünyanın hiç bir ülkesinde insanlar bir kriz anında almak istediğim televizyonu hemen alayım diye veya arabamı bir an önce yenileyim diye çabalamamış iç güdüsel olarak gıda maddelerine yönelmiştir.

Bu davranış şeklinden anlıyoruz ki dünyanın en stratejik ürünleri insanların karnını doyurduğu gıda malzemeleridir.

Ülkemiz tarım alanları yönünden dünyanın potansiyeli en yüksek coğrafyalarından biridir. Her bölgemizde sınırsız olmasa da sorunsuz tarım alanları ve tarımsal üretim imkanı bulunmaktadır.

Çok rakamlara girmeden şu şekilde söyleyebilirim ki üretilen tarımsal ürünlerimizin bir çoğunda yeterlilik oranımız %100 ün üzerindedir. Az bir ürün çeşidinde de % 80-90 arasında yeterlilikle üretim yapılmaktadır.

Tarım alanlarımız verimli ve toprağımız henüz bozulmamış durumdadır. Yapılacak çalışmalarla her bölgemizde verimi ve tarımsal üretimi aynı zamanda ürün çeşitliliğini artırmamız mümkündür.

Öncelikli olarak toprağımızın yapısını bozmadan tarımsal üretime devam etmeli, verim ve kaliteyi artırırken gelecek nesillerimize toprağı üretim yapılır halde devredebilmeliyiz.

Bunun içinde aşırı gübreleme, hesapsız pestitit kullanımı ve yanlış toprak işleme uygulamalarını bir an önce terk etmeliyiz.

Peki tarımsal üretimimizde sıkıntımız veya handikaplarımız yokmudur?

Çıkan bu virüs salgını tarımsal üretimimizi ve ihtiyaçlarımızı etkileyecekmidir?

Tabii ki halihazırda bir çok problemimiz bulunmaktadır. Bu problemler aynı zamanda üretimimizi artırabilmemizin karşısındaki engeller olmaktadır. Bu engellerin ivedilikle çözülmesi ile tarımsal kalkınmamız daha hızlı sağlanabilecektir.

Aynı zamanda virüs salgınının ihracatımıza, ithalatımıza, tarımsal üretimimize etkileri de mutlaka olacaktır. Bu etkilerin de incelenmesi, hesaplanması yapılacak swot analizleri ile hangi şartlarda hangi müdahalelerin yapılacağının tespit edilmesi gerekmektedir. İşin bu kısmı Devletimizin ve üretici örgütlerimizin alacağı tedbirlerdir.

Devletimiz zaten yüksek olan tarımsal girdilerin fiyatlarının daha da yükselmemesi, durumdan istifade etmeye çalışacak aracıların engellenmesi için gerekeni yapacaktır.

Önemli olan bizim üretici aynı zamanda tüketici olarak kriz zamanlarında alacağımız tedbirler ve yapacağımız değişikliklerdir.

Virüs salgınının etkileri daha bir süre devam edecek gibi görünmektedir. Küçük yerleşim yerlerinde yaşayan biz üreticiler, sosyal mesafe kurallarını koruyarak, bulaşıcı olan bu hastalığın bize bulaşmasını engelleyecek tedbirlerimizi alarak tarımsal üretimimize daha kararlı bir şekilde devam etmeliyiz.

Geçimimizi sağlamak için yaptığımız üretimin yanında boş alanlarımız da kendimizin ve yaşadığımız bölgenin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik üretim yapmalıyız.

 

Fındık veya hububat yetiştiricisi olmamız evimizin yanında boş bir halde duran 500 m2 arazide sebze yetiştirmemize, örtü altı tarımı yapmamıza, ihtiyaçlarımızın bir kısmını bu alanlardan karşılamamıza engel değildir.

Hadi gelin hep beraber sosyal izalasyona maruz kaldığımız bu zamanlarda bahçemize, ürünümüze sahip çıkalım, bir şeyler üretelim, tarımsal üretimin bir parçası olalım, ne kadarına gücümüz yetiyorsa o kadar üretim yapalım.

Üretmeden rahat yaşamanın yollarını arayarak istikbalimizi ve istiklalimizi tehlikeye atmayalım.
Sonuçta hiç bir mal ve malzemeye erişimimizde kısıtlama yok, tarımsal üretimin gereklilikleri olan fide, gübre, malzeme ve ekipmanlarda bir sıkıntı yok.

Sadece virüs salgınından dolayı Devletimizin aldığı tedbirlere uyarak tarımsal üretimimize devam edelim, hatta bir önceki yıldan daha fazla, daha kaliteli üretelim.

Biz Türkiye’yiz ve Biz bize yeteriz.

Ne demişti şair ;

Ben,
Seherle savrulan bozlak yangını…
Barakta, hoyratta, ağıttaki ben.
Meydanlardan tanır tanıyan beni.
Horonum, halayım, barım, çayda çırayım…
Ben harmandalı, sarı zeybeğim.
Ben Türkiye’yim.
Taşan, coşan Türkiye.

Yazarın Diğer Yazıları